Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

HEBÂ ve HEYULÂ...
Hebâ: Suretlerde şekillenir, fakat kendisi değişmez; bu bakımdan, su ve havaya benzer. Her suret, heba’da zuhur eder. Su ve havanın suretleri bile, heba’da mevcuttur. Bu suretler, hebâ cevherindeki mânâlardır. Her suretin hebada şeklinin bulunması, her suretin hebâ olması, suretin hebâdan bir parça olması demek değildir. Varlık ile nitelenmiş, boyandığı nurla kendini izhar etmiş olan hebâ, Allah’ın cisimlerin suretlerini içinde yarattığı bir maddedir. Hebâ’da, küllî cisimde zâtlarının ortaya çıkışından önce, keşif sahibinin müşahede ettiğinde gördüğü, âlemin suretlerinin ilmi vardır. “Buharın benzediği, yaratılmış en yüce şey, Allah’ın âlemin suretlerini içinde yarattığı HEBÂ’dır”... Burada HEBÂ, hayâli andırıyor ki, HEYULÂ’nın lûgat mânâsı içinde bu var: Zihinde tasarlanan, korkutucu hayâl..."
Sayfa 99 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
·
81 görüntüleme
Vakur Tscheisever okurunun profil resmi
*Hebâ: ( ﻫﺒﺎ– ﻫﺒﺎﺀ) isim. (Arapça. hebā’ “toz”dan) Boşa gitme, ziyan olma. Tasavvufta: İçinde âlemdeki bütün sûretlerin, şekillerin meydana geldiği, fakat aslı îtibâriyle kendisi yok olan şey, madde, cevher: **Heyûlâ: (ﻫﻴﻮﻻﺀ) isim. (Arapça. heyūlā’ < Yun. hulé)Ürkütücü hayal, ürkütücü hayâlî şey... Felsefede: Kendisinden her şeyin var edildiği, kendisinde varlıkların sûretleri zâhir olan ilk prensip, ilk cevher, ilk madde...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.