Aşk, sevgi ya da diğer basmakalıp sözcükleri kullanmadan bir insanın bir insana sevgisi ancak bu kadar güzel, içten ve naif ifade edilebilirdi.
Aşk, tutku, sevgi hepsi olabilecek en güzel sözcüklerle ifade etmiş yazar. Biraz içerik ve üslubundan bahsedecek olursak :
Kitapdaki uzun uzun betimlemeler çok fazla, bu bazen okuyucuya zor gelebilir ama yazarın ne ifade etmek isteğini anladığınızda yüzünüzde buruk bir gülümseme asılı kalacaktır. Öyle güçlü ve yoğun betimlemeler var ki kitaba ilk başladığınızda zorlanabilir ve bırakmak isteyebilirsiniz. Ama ilk 20-30 sayfadan sonra kitap sizi hapsedecektir.
"Vadideki Zambak" sözcüğünü de bir kadın için kullanmak ne kadar naif ve güzel bir tabir. Kitabı okumadan önce bunun güzel bir kadına atfedileceğini düşünmezdim.
Kitabı bitirdikten sonra da şu soru aklıma takıldı: En çok kim kimi sevdi? Ve aşk için değer miydi ölmeye?