Günde on altı saat çalışan bir
işçiden yoğun üretim beklenemez. Buna karşılık, işçi de
kendi durumunu daha iyiye götürmek üzere daha yüksek ücret talep eder, günlük çalışma süresinin ve emek
yoğunluğunun düşürülmesi için mücadelede bulunur.
İşte bu nedenler yüzünden, kapitalistlerle işçiler arasındaki mücadele, kapitalist üretim düzeni var olduğu
sürece devam eder. Bu, önceleri bir ya da birkaç işçinin
belirli bir işverene karşı açtıkları mücadele biçiminde
belirir. Fakat zamanla mücadele genişler, güçlenir. .. Bir
yanda işçi sendikaları, öte yanda işverenlerin örgütleriyle
mücadele sınıflar arası bir mücadele halini alır. Sonunda
işçiler kendi siyasi örgütlerini kurarlar, böylelikle sınıfın
bütün kesimlerini ve diğer halk kitlelerini de kapitalizme
karşı, kapitalistlere karşı örgütleyip bilinçlendirirler. En
ileri aşamasında bu sınıf kavgası, bir toplumsal devrim
halini alır. Kapitalist sınıfın egemenliğine son verilir ve
işçilerin başka bir sınıf yararına sömürülmedikleri yeni
bir düzen kurulur.