Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

798 syf.
·
Puan vermedi
Deliliğin Tarihi
Deliliğin Tarihi
Michel Foucault
Michel Foucault
Ana Tema Bu kitap, deliliğin tarihsel, toplumsal ve kültürel bir olgu olduğunu ve akıl ile delilik arasındaki ilişkinin değişken ve karmaşık olduğunu ortaya koymaktadır. Delilik kavramı, farklı toplumlar ve dönemler boyun farklı şekillerde tanımlanmış ve anlamlandırılmıştır. Kitap, bu farklı tanımların ve anlamlandırmaların nasıl ortaya çıktığını ve nasıl değiştiğini sorgulamaktadır. Delilik, yüzyıllardır insanların ilgisini çeken bir konu olmuştur. Antik dönemlerde, delilik tanrıların bir lütfu olarak kabul edilirken, Orta Çağ'da delilik büyücülük veya şeytanla anlaşma olarak görülüyordu. Rönesans döneminde ise delilik, insanların zihinsel kapasitelerini aşan bir durum olarak algılanmıştır. Aydınlanma çağı ile birlikte ise delilik, akıl hastalığı olarak tanımlanmış ve psikiyatri bilim konusu haline gelmiştir. Kitap, deliliğin nasıl yönetildiğini ve temsil edildiğini de sorgulamaktadır. Delilik, toplum tarafından nasıl ele alınır ve nasıl düzenlenir? Delilerin toplum içindeki yeri ve rolü nedir? Bu sorulara cevap arayan kitap, deliliğin nasıl bir sosyal olgu haline dönüştüğünü ve toplum tarafından nasıl kontrol altında tutulduğunu inceler. Ayrıca, delilik nasıl temsil edilir? Sinema, edebiyat ve diğer sanat formları üzerinden deliliğin nasıl anlatıldığını ve görselleştirildiğini de ele alır. Kitapta aynı zamanda deliliğin insanın kendini, diğerlerini ve dünyayı tanıma biçimini nasıl etkilediğini ve şekillendirdiğini göstermektedir. Delilik, bireyin düşünce yapısını, algılarını ve duygusal durumunu etkiler. İnsanlar delilikle nasıl başa çıkar? Delilikle yaşayan insanların deneyimleri ve yaşadıkları zorluklar nelerdir? Bu sorulara da yanıt arayan kitap, delilik deneyimlerinin insanların kimliklerini nasıl şekillendirdiğini ve hayatlarını nasıl etkilediğini inceler. Delilik, sadece bireyleri değil, aynı zamanda toplumu da etkiler. Toplum, delilikle nasıl başa çıkar? Delilikle yaşayan insanlara nasıl davranmalıdır? Toplum deliliği nasıl algıladığı ve nasıl ele aldığı da bu kitapta ele alınan konulardır. Delilik, toplumun normlarına uymayan bir durum olarak görüldüğü için, delilikle yaşayan insanlar sıklıkla dışlanır ve ayrımcılığa maruz kalır. Bu kitap, delilikle yaşayan insanların toplum içindeki yerini ve yaşadıkları zorlukları da tartışmaktadır. Kitaba dair Delilik kavramının kültürel evrimini üç aşamada izleyen Foucault, bu evrimi Rönesans, Klasik Çağ ve Modern Çağ olarak tanımlar. Ortaçağda toplum cüzamlıları dışlamış, ancak cüzzamlı hastaneleri toplumdan uzak ama görünür bir yerde bulunmuştu. Bu durum, cüzzamlıların toplumda olumlu bir rol oynamasını sağlamıştır. Rönesans döneminde ise deliler, sanatta ve edebiyatta bilgeliğe veya insanların davranışlarına odaklanan figürler olarak tasvir edilmiştir. Foucault, Rönesans'ın delilik anlayışını hapsetme anlayışlarıyla karşılaştırarak, delilerin dolaşımını sağladığını ve insanlık durumunun sembolü haline geldiğini belirtir. Rönesans entelektüalizmi ise delilik konusunda nesnel bir düşünme ve açıklama yöntemi geliştirmiştir. Klasik Çağda ise Avrupa ülkelerinde delilerin büyük hapsedilmesi yaşanmıştır. Deliler, toplumun sınırlarına ayırılarak diğer anti-sosyal insanlarla birlikte yeni kurumlara hapsedilmiştir. Paris Genel Hastanesi gibi kurumlar, irrasyonel olanı felsefi söylemden çıkarma arzusunu yansıtmaktadır. Klasik akıl, deliliğin tarihinde bir kırık yaratabilirdi. Hıristiyan Avrupa toplumu, anti-sosyal insanları ahlaki hata içinde olarak algılamış ve onları hapsetmeye yönelik yeni kurumlar oluşturmuştur. Bu kurumlar, mahkumları yaşam tarzı seçimlerini tersine çevirmeye zorlarken, sosyal açıdan istenmeyen kişileri ana akım toplumdan ayırmayı amaçlamaktadır. Bu kurumsal kapatmanın arkasında ise sosyo-ekonomik güçler yer almaktadır. Yasal otorite, sosyal açıdan istenmeyen kişileri fiziksel olarak ayırmak için yargı dışı bir sosyal mekanizmaya ihtiyaç duymaktadır. Ayrıca, yoksul insanların ücret ve istihdamını kontrol etmek için çalışma evlerinde yaşayanlara ihtiyaç vardır. Kurumsal kapatma, delilerin tıp doktorlarına hizmet etmelerine olanak sağlamış ve deliliği bir hastalık olarak görmeye başlamıştır. Modern çağ, 18. yüzyılın sonlarında başlamıştır. Bu dönemde, akıl hastalarının tıp doktorları tarafından gözetim altında tutulması için tıbbi kurumlar kurulmuştur. Bu kurumların temel amacı, delileri fakir ailelerden uzaklaştırmak ve toplumu korumak için sosyal açıdan istenmeyen insanları hapsetmek olmuştur. Ancak, bu iki farklı toplumsal amacın zamanla unutulduğu ve tıp kurumunun, delilik tedavisi için tek yer haline geldiği görülmüştür. Modern tıp kurumu, bilimsel ve tanısal açıdan daha aydınlanmış olsa da, ortaçağ tedavileri kadar acımasız bir kontrol mekanizması olmaya devam etmiştir. Michel Foucault, Deliliğin Tarihi adlı eserinin 1961 baskısının önsözünde, modern insanın artık deliyle iletişim kurmadığını belirtmektedir. Delilikle ilgili ortak bir dilin olmadığını ve bu durumun 18. yüzyılın sonunda deliliğin akıl hastalığı olarak kabul edilmesiyle birlikte ortaya çıktığını ifade etmektedir. Delilik ile akıl arasındaki alışverişin yapıldığı yer olan psikiyatri dilinin, bu sessizlik içinde ortaya çıktığını ve mantıksal olarak delilik hakkında bir monolog olduğunu vurgulamaktadır. Foucault'nun bu evrimi analiz etmesi, delilik kavramının kültürel ve toplumsal bir yapı olduğunu ortaya koymaktadır. Delilik, farklı dönemlerde farklı şekillerde anlaşılmış ve ele alınmıştır. Bu anlayışlar, toplumun ve iktidarın etkisiyle şekillenmiştir. Tarih boyunca delilik, dışlanma, ayrımcılık ve kontrol aracı olarak kullanılmıştır. Foucault'nun bu analizi, delilik kavramının sosyal ve tarihsel bağlamda ele alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Delilik, sadece bireylerin zihinsel sağlığıyla ilgili bir sorun olarak değil, toplumun ve iktidarın bir ürünü olarak anlaşılmalıdır. Bu analiz, delilik kavramının daha derin ve kapsamlı bir şekilde anlaşılmasını sağlamaktadır.
Deliliğin Tarihi
Deliliğin TarihiMichel Foucault · İmge Yayınevi · 2020905 okunma
··
1 artı 1'leme
·
329 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.