Bu kitap okuduğum en ilginç etl konulu kitaplardan biriydi. Çünkü karakterleri, özellikle erkek karakteri tamamen nefretten aşka olarak tanımlayabileceğim çok net unsurlar yoktu. “Nefret” kelimesi fazla kaçıyordu. Atışmalar, küçük laflar, kelime oyunları olan, karakterlerin birbirlerine çok saygılı, çok dikkatli olduğu ve özellikle erkek karakterin çok büyük bir hata yapmadığı veya yalan söylemediği (bu klişeden arındığı için minnetarım) bir kurguydu. Düşünceleri, olaylara bakış açıları çok farklı gözükse bile aslında ortak yolda buluşabilmeleri çok iyi hissettirdi. Jonah gerçekten süper bir erkek karakter. İlk başta, hatta neredeyse sonlarına kadar yaptığı tüm huysuzluklara rağmen çok kibar, çok düşünceli birisiydi. Çok çok iyi yazılmış ve çok iyi düşünülmüş bir erkek karakterdi. Calla ise inanılmaz tatlı bir kadın. Çok basit olan ama kitaplarda hep aradığım rica cümlelerini ve “teşekkür ederim” karşılığını sürekli kullanıyor olması, özellikle kötü bir durum içinde bulunduğu veya huysuz bir adamın peşinde olduğu anlarda bile kullanmaktan asla geri durmuyor olması çok iyi hissettirdi. Kitabın ana teması olan Calla ve babası ise beni çok duygulandırdı. Birbirleriyle olan etkileşimleri, birbirlerini adım adım çözmeleri ve baba kız ilişkisini birlikte ilerletmeleri çok hoş hissettirdi bu yüzden sürekli Wren ve Calla sahnesi okumak istedim ayrıca bu kitapta en beğendiğim özellik EN son kısımları oldu. Calla’nın ve Jonah’ın kendi doğrularından sapmadıklarına çok sevdindim ve yanıldığım için çok mutlu oldum çünkü özellikle Calla’nın fikir değiştireceğini düşünmüştüm. Biraz gerçekçi bakmayı sevdiğim ve kitaplarda bu durumu okumayı çok beğendiğim için bana kötü hissettirmedi ve çok keyif verdi. Sanırım 5 saat civarında bitirdim çünkü gerçekten çok akıcı. Devam kitaplarını merakla bekliyorum 
Alaska'ya Giderken
·
58 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.