Kütahya'nın köylerinde mal mülk sayımı yapmak için görevlendirilen Kadı, Defterdarın buyruğunu yerine getirmek için yola çıkar. Gittiği her köyde her eve uğrayarak elindeki deftere tüm kayıtları işler. Yanında ona eşlik eden katip ile asker de vardır.
.
Günler bir köyden diğerine, bir evden ötekine doğru akarken bizim Kadı muhtarın kızına tutulur. Bir yandan ona nasıl açılacağını düşünürken diğer yandan sayımları yapar, herkesi tek tek dinler, anlatılanları onların dilinden biz de okuruz. Bazen köpek, bazen kuyu, bazen ağaç da konuşur. Özellikle ağacın bilginliği güzeldi. Köpeğin ağzı bozukluğu ayrı bir dil zevkiydi.
.
Kadı, bir gün elindeki defterleri Sarı Kız Ağacının oyuk bölümüne koyar ancak döndüğünde hiçbr yerde bulamaz. Nasıldı, nedendi derken ayağından rahatsız olan Katip, koltukaltlarından bağlanıp kuyuya daldırılır. Muhtarın karısı kocakarı işleriyle uğraştığı için kimse ses etmemiş, sözünü dinlemişlerdi.
.
Kadı'nın geçmişini öğrendikçe şu anki tutumunu da kavrıyorsunuz. Sevdiğim bir kişilik oldu Kadı Bey. Peki, sayımın sonuna doğru kimlerin yaşamı değişti, kimlerinki öylece kaldı? Yitik 6 defter neredeydi?
.
Yazarın kendine özgü bir dili var. Alışmak için biraz okumalısınız. Öte yandan özlü derin düşünceleri barındırıyor. Okurken o yıllara gidip o yaşamlara tanık olmuş gibisiniz. Sevdiğim değişik bir okuma oldu. İçerisinde Osmanlıca, Arapça sözler de var ki bu da dönemi açısından özgünlük katmış. Güzel bir yolculuk oldu.
.
Betikle esen kalın.