Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

312 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Sadece Psikologlara Değil “Herkese Göre Olan Psikoloji Kitaplarından”
Irvin D. Yalom
Irvin D. Yalom
tanırsın, tanımıyorsan
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche Ağladığında
yı bilirsin, bilmiyorsan satın alıp kitaplığına koymuşsundur, almadıysan kapağını bir yerlerde görmüşsündür. Bu kitap benim ilk 50 listemdedir, çok severim. Yazarın da çalışmaları alanım gereği hep elimin altındadır; atamız iyidir. Hah! İşte bu psikiyatrist beyimizin mükemmel bir kitabını daha okumuşken hemen incelememi patlatmak istedim. Öncelikle, okuyunuz. Başlıkta da belirttiğim gibi herkese göre olan psikoterapi öykülerinden bunlar. Keşke ülkemizde de
Gülseren Budayıcıoğlu
Gülseren Budayıcıoğlu
gibi yazarlar, psikoloji alanında yetkin insanlar, Yalom gibi yapsa bu işi. Hem kaliteli ve profesyonel hem de genel okura hitap ederek yapılabiliyor bu iş ve sıfır magazin, sıfır dizi senaryosu ve sıfır drama. Neyse. Aşkın Celladı: Bir Psikoterapi Öyküsü" adlı kitap, içerisinde on farklı psikoterapi öyküsü barındıran derin bir eserdi. Her bir öykü, farklı insanların yaşadığı aşk, kayıp ve psikolojik süreçlere dokunarak okuyuculara içsel bir yolculuk sunuyor. Keyifli ve ders çıkarıcı bir içeriği vardı. Bu tarz gerçek danışan öyküleri insana iyi geliyor hele ki Yalom bunu çok iyi başarmış çünkü mahremiyet ilkesine bağlı kalıp, danışan isimlerini değiştirmişse de ve olay örgülerinde değişiklikler olduğu söylense de, öykülerin niteliği okura epey gerçek geçiyor. Hatta öykülerden bazıları başarılı terapi hikayeleri sunmuyordu ve bu bana çok iyi geldi. Kitap, gerçek hayat hikayelerinden esinlenerek ve değerlendirmelerle topyekün kaleme alınmış diyebiliriz. Okur için insanların duygusal dünyalarını keşfetme ve anlama amacı gütmüş doktorumuz. Kitabın ilk öyküsü, kitaba da adını veren “Aşkın Celladı” ve benim favori öyküm; 70 yaşındaki bir kadının terapisti ile paylaştığı duygusal bir aşk hikayesini detaylı bir şekilde ele alıyor. Zorlu bir aşkın sona ermesi ve kadının bu süreci nasıl atlattığı, psikologun rehberliğiyle kendi saplantısı ile yüzleşmesi, kitabın içine dahil etmesi bakımından öncül öykü seçilmesi, muazzam. Bu öykü, aşkın derinliklerine inerek okuyuculara insan ilişkilerinin karmaşıklığını gösteriyordu. Hikayede ilgimi en çok çeken nokta “imkansız” diye düşündüğüm aşka, konu olan terapistin de dahil olması oldu. Aşkına karşılık vermiş, vurucu ve ilginçti. Diğer sevdiğim öykü “Yanlış Çocuk Öldü" başlığını taşıyan öyküydü. Bir annenin yaşadığı acı ve kaybın etkilerini inceletip felsefi sorgulamalar yaptırdı. Yer yer Kant ahlakıyla, yer yer anne bakış açımla, bazense terapist kimliği ile derinlemesine düşündürdü beni. Başka çocukları da olan bir annenin evladını kaybetmesi sonucu yenişemediği yası konu ediniyor. Tüm ömrünü ölen çocuğuna ayırıyor. Annenin bu zorlu süreci nasıl algıladığı ve hayatta kalan çocukların üzerindeki etkileri, kitapta duygusal bir derinlikle işleniyor, o derinlik sizi terapi süresince sarsıyor. Bu öykü, aile içi ilişkilerdeki karmaşıklıkları ve kayıpların yarattığı travmaları anlamaya yönelik bir perspektif sunuyordu. Yaşamasan bile yargılayabileceğin bir tutumu vardı annenin. Öykünün finaline ve terapi sonucuna yer vermeyeceğim; okunması gerektiğini düşünüyorum. Öykü, insanlara ölülerle yaşamadan önce dirilerle yaşamayı öğrenmenin mesajını veriyordu. Başımıza gelen felaketlerden sonra başka sorumluluklarımız için, hayatın zorluklarına direnç göstermeyi ve bu deneyimlerden daima öğrenmeyi öneren bir felsefeyi ele aldırıyordu. Ölüm ve kayıp üzerine odaklanan bu tarz öyküler, yaşamın içindeki değeri ve yas süreci ile baş etmeyi öğrettiği için, faydalı bulduğum temalar. Çünkü hepimizin sevdikleri var ve ölüm mutlak. Bir gün hepimizin kapısını çalacak bu yüzden psikolojik sağlamlığa güzel bir tuğladır bu tarz öyküler. Diğer favori öyküm ise neticesi pek de başarılı olmayan fakat altın değerinde kriz çözümü öğreticisi olarak gördüğüm terapi öyküsü. Grup terapisine pek de sıcak bakmayan bir danışanın psikologu ile seyrettiği yolculuk. Problem karşısında hastasının sıvışmasına mani olmaya hem de etiğin dışına çıkmamaya dair mükemmel bir örnek sunmuş. Doktorun danışanına verdiği destek ve rehberlikle nasıl fark yaratabildiğine değinmiş. Bu öyküde vurgulanan önemli bir nokta, yardımın sınırlarını bilmek ve kişinin kendi sorunlarını çözme sürecine saygı göstermekti. Hakikaten de öyle. Terapist-danışan ilişkisi için ayrı, sorunlar yaşayan insanların pekala kendi başlarına da sorunların üstesinden gelebileceğine dair ayrı mesajı vardı hikayenin. Psikolojik desteğe, profesyonel yardıma ulaşamayan kişi, sorunlarının üstesinden kendi başına da gelebilir. Ama okuyarak, ama araştırarak ama çıkış yolları arayarak… Kişi kendine bunu borçludur ve bu imkansız değildir. Kitap, okuyuculara insan ilişkileri, kayıplar ve yaşamın zorluklarıyla başa çıkma konularında güzel rehberlik ettiği için çok beğendim. Alan içi çalışanlara fayda sağlayabileceği gibi sade vatandaşa da çok şey katacağınız düşünüyorum ve okumaktan geri durmamalarını söylüyorum. Kafa karıştırıcı terimler yok, anlatımı sade ve okuru içine çekebiliyor. Konusu da zaten “insan” dolayısıyla herkes okuyabilir. Her okura tüm öykülerde olmasa bile çoğunda kendi yaşantılarından çıkarımlar bulmasına ve psikolojik derinlik kazanımına destek olacağını düşünüyorum. Keşfe davet kitaplarındandır, gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum. 10/10
Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri
Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri
Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri
Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi ÖyküleriIrvin D. Yalom · Remzi Kitabevi · 20197,2bin okunma
··
4 artı 1'leme
·
358 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.