Onu çarşafların üzerine yatırdım ve sonunda ben de yanına
geçerek dudaklarımı ve dilimi vücudunda gezdirdim. Ellerini hâlâ
saçlarımda dolaştırıyor, en çok istediği yere doğru beni
yönlendiriyordu. Başparmağımı ağzının içine kaydırdım, bir yerimi
emmesine ihtiyacım vardı, kendi dudaklarımın onun göğüslerinde,
kaburgalarında ve çenesinde olmasına ihtiyacım vardı.
İç çekişleri ve inlemeleri odayı doldurdu ve benimkilerle karıştı.
Şimdiye kadar olduğunu hatırladığımdan daha fazla sertleşmiştim ve
kendimi onun içine defalarca gömmek istiyordum. Ağzına uzandım ve
ıslak parmağımı çekerek yanaklarına götürdüm, beni kendine doğru
çektiğinde çıplak bedenlerimizin her köşesi hizalanmıştı.
Çılgınlar gibi öpüştük, birbirimize olabildiğince yaklaşmaya
çalışırken ellerimiz her yanımızda dolaşıyor ve her köşemizi
kavrıyordu. Kalçalarımız birlikte hareket ediyor, aletim onun ıslak
sıcaklığının üzerinde kayıp duruyordu. Klitorisinin üzerinden her
geçişimle bir inleme patlatıyordu. Ufacık bir hareketle en derinlerinde
olabilirdim.
Bunu her şeyden çok istiyordum fakat daha önce ondan bir şey
duymam gerekiyordu. Aşağıda benim ismimi söylediğinde içimde bir
şeylerin ateşlenmesine neden olmuştu. Henüz anlamamıştım ve
anlamaya tamamen hazır olup olmadığım bir şeyi mi ifade ettiğini
bilmiyordum fakat bunu ondan duymak istediğimi biliyordum,
istediğinin ben olduğumu duymaya ihtiyacım vardı. Bu gece benim
olduğunu bilmeye ihtiyacım vardı.
“Şu anda içinde olmak için ölüp bitiyorum,” diye fısıldadım
kulağına. Nefesi kesildi ve dudaklarından derin bir inleme sesi
kaçıverdi. “İstediğin bu mu?”
“Evet,” diyerek inledi yalvarırcasına, kalçalarını yukarı kaldırıp
sallayarak beni arıyordu. Aletimin ucu vajinasının girişine sürttü ve
dişlerimi sıktım, bunun sürmesini istiyordum. Topuklarıyla bacaklarıma
tırmandı ve sonunda bacaklarını belime doladı, iki elini birden aldım ve
kafasının üzerine yerleştirerek parmaklarımızı birbirine kenetledim.
“Lütfen Bennett,” diyerek yalvardı. “Aklımı kaçırıyorum.”
Başımı indirdim, alınlarımız birbirine değdi ve sonunda kendimi
onun derinliklerine doğru ittim.
“Ah, becer,” diye inledi.
“Bir daha söyle.” İçine girip çıkmaya başladığımda nefessiz
kalıyordum.
“Bennett - becer."
Tekrar tekrar duymak istiyordum. Kendimi yukarı çekip dizlerimin
üzerinde durdum ve iki elimiz de hâlâ birbirine kenetlenmiş olarak daha
sabit bir şekilde içine girmeye başladım.
“Buna doyamıyorum.” Neredeyse boşalacaktım ve devam
ettirmem gerekiyordu.
Sayfa 213