Parmağına kınadan ziyade türküler yakılan, kulağına küpe diye türküler takılan güzel... Eski bir türkü söyleyeyim mi sana, sana türküleri anlatayım mı, anne sütü kadar temiz, anne sütü kadar helâl?!..
Bozkırlar uğuldar sesinde türkülerin; ovalar dinlenir nefesinde. Bir acıklı burçak tarlasıdır oraklarla biçilen ve bir zehirli Rumeli sızısıdır badelerde içilen. Bir ninni, taze bir anne ağzında; ak bir yangın muamması kırık mızrabın ucunda. Gönül dağı yağmur boran olunca söylenir en nadide sözler gecenin geç küsüratında; ve Bayram Bilge, Neşat Ertaş'la söyleşir:
Dün gece yâr hânesinde yastığım bir taş idi
Altım çamur üstüm yağmur, yine göynüm hoş idi
S/127
Tehī akşamlarda Selahattin Erorhan'dan dinledik sıcak ezgileri bir suçlu gibi gizli gizli. Adı kara sevda oldu türkünün:
Hangi bağın bağbanısen gülüsen Aldın aklım beni ettin deli sen
S/128
Sivas ellerinde sazım çalınır
Çamlı beller bölük bölük bölünür
Yardan ayrılmışam bağrım delinir
Katip arzuhalım yaz yare böyle
Kul olayım kalem tutan ellere
Katip arzuhalım yaz yara böyle
Pir Sultan Abdal'ım ey Hızır Paşa
Yazılan geliyor sağ olan başa
Beni hasret koydun kavim kardaşa
Katip arzuhalım yaz yare böyle
youtu.be/gaRVGy9MyRM?si=...
Duyan gönüller kârı türküler; aşkın arı duru dili... Pir elinden bade içen ozanlar söyler en derin acıları; Toroslar'dan Balkanlar'a, yukarı illerden Cezayir'e. Topyekûn macerasıdır bir milletin tarihe akan yüzünde, bütün yüreklerde ayrı doğuşlarla parlar ay. Bir ezgi olur hayat, nakaratlarında türkülerin. ve her nakarat bir başka roman yazar mızrabın en yufka yerine. Türkü dolar dudaklara saf ve berrak.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.