Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

352 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
62 günde okudu
1984
1984
George Orwell
George Orwell
SAVAŞ BARIŞTIR. ÖZGÜRLÜK KÖLELİKTİR. CEHALET GÜÇTÜR. İKİ ARTI İKİ EŞİTTİR BEŞ EDER. BÜYÜK BİRADER’İN GÖZÜ ÜSTÜNDE. Bazı yazarlar ve bazı kitapların zamanı vardır, onlar sizin kendi deminizi almanızı bekler. Sonra bir anda sizi kendine çeker. George Orwell ve Bin Dokuz Yüz Seksen Dört de onlardan biri. Uzuuuun upuzun zorlu bir okuma oldu benim için. Kitabın dünyasına girmekte çok zorlandım, devam etmekte çok zorlandım fakat kapağını kapattığımda “İyi ki de okudum, her zahmetine değdi.” dedim. Kitabın çevirmeni #celalüster kitabı çevirisi gibi öyle güzel anlatıyor ki onun cümleleriyle kitabı anlatmaya devam etmek istiyorum: “Bana kalırsa, Bin Dokuz Yüz Seksen Dört,kuşkusuz, insanlığı bekleyen bir “total totalitarizm” tehlikesine karşı edebiyatın bağrından yükselen bir uyarı çığlığıdır. Ama aynı zamanda da,günümüz toplumlarında gücü elinde tutmak,iktidarı sürdürmek uğruna uygulanan yönetsel, dinsel ,dilsel ,ulusal ,budunsal ,ahlaksal, eğitsel baskılar, zorbalıklar ,dayatmaların karanlığı içinden kulağımıza çalınan bir sis çanıdır. Orwell’ın romanı,” geniş zaman”lı ve evrensel olmasının yanı sıra “şimdiki zaman”lı ve günceldir de. Miladi 1984 yılı çoktan gelip geçmiş olmasına karşın, Bin Dokuz Yüz Seksen Dört’ün geçtiği 1984 yılı, hem içinde yaşadığımız bir karabasan hem de her an yaşayabileceğimiz olası bir korkulu düş olarak önümüzde durmaktadır. Orwell’ın yapıtını yayımlandığı günden bu yana elimizden bırakamamamızın nedeni de bu olsa gerektir. Orwell’ın betimlediği dünyada, gerçekliğin denetimi altında tutulabilmesi için, bellekten ve geçmişten yoksun bir toplumun yaratılması büyük önem taşır. İktidarı ellerinde tutanlar, kitlelere sürekli hükmedebilmek için, (…) bir işlem geliştirmişlerdir. (…)Hem bilmek hem de bilmemek ,bir yandan ustaca uydurulmuş yalanlar söylerken bir yandan da tüm gerçeğin ayırdında olmak, çeliştiklerini bilerek ve her ikisine de inanarak birbirini çürüten iki görüşü aynı anda savunmak, mantığa karşı mantığı kullanmak, ahlaka sahip çıktığını söylerken ahlakı yadsımak, hem demokrasinin olanaksızlığına hem de Parti’nin demokrasisini koruyucusu olduğuna inanmak; unutulması gereken unutmak ,gerekli olur olmaz yeniden anımsamak ,sonra birden yeniden unutuvermek; en önemlisi de ,aynı işlemi işlemin kendisine de uygulamak… Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, okuyucuyu, geçmişin,belleğin, düşünmenin ,dilin, başkaldırının, aşk erotizmin yok edildiği bir toplumda yaşanan insanlık karabasanıyla yüz yüze getirdiği içindir ki, yazıldığı ve yayımlandığı dönemin güncelliklerin çok ötesinde bir yapıttır. Bu karabasanın ürkünç labirentinde yolumuzu ararken içinde yaşadığımız gerçek dünyanın önyargıları, hoşgörüsüzlükleri, bağnazlıkları, baskı ve zorbalıkları kayıtsızlık ve horgörüleri çıkar karşımıza. Evet, Orwell’ın bu kitabı yalnızca geleceğe ilişkin değil , günümüze ilişkin de bir uyarıdır. Belki de gelecek şimdi olduğunda artık çok geç olacağına ilişkin bir uyarı. Celal Üster, Aralık 2010” Bu kitabın ilk yayım tarihi 1938, tekrar edelim arkadaşlar 1938. Ve o zamanın distopyası sayılabilecek bu metni bugün, anbean yaşıyor olmamız kor-kunç! Bu öngörü mü kehanet mi bilemiyorum ama kitabın ikinci bölümünde ana karakter Winston’un “Emmanuel Goldstein’ın Oligarşik Kolektivizmin Teori ve Pratiği” adlı kitabından iktidar,savaş sosyal politikalar, siyaset üzerine anlattıkları, daha fenası bunları birebir yaşıyor oluşumuz deh-şet! Savaşın dünyada neden hep var olduğu ve olacağı; ölümcül gazlardan salgın hastalıklara ve yapay depremlere kadar, bilim insanlarının kaosu ve savaşı sürdürmek üzere yaptıkları çalışmaları anlatılıyor. Üç büyük devlet, makineleşme, aralarındaki çıkar ilişkisi üzerinden savaşın neden sürekli dünyada var olacağını yazmış yazar. Ve vardığı korkunç nokta sürekli olacak bir barış sürekli bir savaşla aynı kapıya çıkar, “savaş barıştır.” Özel yaşamın ortadan kalkması; sinema radyo ve televizyonun orta kesimi uyutmak için bir silah olarak kullanılması, güçlü bir orta kesimin ortaya çıkmasına her zaman engel olunduğu anlatılıyor. Ve iktidarı kimin elinde tuttuğu önemli değildir, yeter ki hiyerarşik yapı hep aynı kalsın, deniyor. Bu yapıyı korumanın tek yolu da cehalet, cehaleti korumak çünkü “cehalet güçtür”, “özgürlük ise köleliktir.” İktidar aşkı toplumu öyle bir hale getirir ki “Parti” için içtenlikle yaşan söyler hâle gelir, kendine bile… Ve yaşan söylediğini unutacak kadar da o yaşana inanır:” iki artı iki eşittir beş eder.” Sonuç olarak size sunulan çizgiler içinde yaşamak zorundasınızdır çünkü “BÜYÜK BİRADERİN GÖZÜ ÜSTÜNDE!” Hani bazen soruluyor ya, “Bana bir kitap öner, bir bakış açısı sunsun, hayatımı değiştirsin.” Bu kitap onlardan biri, okuduktan sonra aynı kişi olamayacaksınız, dünyaya ve dünyada olup bitenlere aynı gözle bakamayacaksınız. Umarım sizi doğru zamanda yakalar Bin Dokuz Yüz Seksen Dört.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,5bin okunma
·
263 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.