Amin Maalouf' un okuduğum ilk kitabıydı ve açıkçası niye bu kadar geç kaldım bilmiyorum. Zararın bir yerinden döndüm ve tiyatrosunun da sahnelendiği güzel bir kitabıyla kâra geçtim.
Adriana' ya zorla sahip olan Tsargo' nun 17 yıl sonra şehre gelişi ve o zorbalıktan meydana gelen Yonas ' ın gercekleri ögrenmesiyle onu öldürme dürtüsüyle harekete geçmesini anlatan güzel bir eser.
Adriana bu girişime oğlu Yonas' ın kendi kanından mı yoksa zorba babasının kanından mı olduğunu görmek için karşı çıkmaması
" Damarlarında akan kan, katilin kanı mıydı, benimki miydi?" demesi ve en son geçen güzel konuşmalar.
"Ben kanın tarafsız olduğuna inandırırdım kendimi"
Dildeki sadelik ve çevirideki ustalık göze çarpıyor. Samih Rifat usta bir çevirmen oldugunu kanıtlamış ve Maalouf' un bu özel eserini Türkçe ye kazandırmış.
Okunası bir kitap iyi okumalar .