Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

479 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Külleriyle zamana meydan okuyan kitap ‘Ölü Canlar’
Ölü Canlar
Ölü Canlar
Nikolay Gogol
Nikolay Gogol
‘Kötü Karakterler ve İyi Yazarlar’ Ölü Canlar, Gogol’un hem en önemli hem en buhranlı diye nitelendirebileceğimiz, Rus toplumunu kara bir mizah ile hicvetmiş bir kalemden çıkan, yine Rus toplumuna kırgın biraz küs fakat mağrur bir adamın okurca “kara günlerin ak ışığı” olarak nitelendirdiği ölümsüz ve çokça evrensel bir klasik eser. Gogol’un küllerinden doğması gerektiğine inanarak toplumun karanlık yanını en küçük detayları ile anlattığı bu kitapta bugün için bile bir takım çıkarımlar yapmak mümkün. Günümüzde sıklıkla tanık olduğumuz, vergi kaçakçılığı, rüşvet, dolandırıcılık, kara para aklama ve daha birçok kirli işin en karanlık ve en garip olayına tanık olacağınız Ölü Canlar’ ı unutmak mümkün olmayacak! Yazarın elleriyle yaktığı bu kitap, zamansız ve evrensel bir kötülük örneğinin en başat öyküsünü konu alıyor. Ölü Canlar, kötülüğün pınarında nefesleri kesen bir ustalıkla yaşamayı öğrenmiş Çiçikov karakteri ile hayat buluyor. Gogol’a sonraları ‘elimden çıkan kötülüğe inanamıyorum’ dedirten olayların baş unsuru/baş karakteri olan beyefendi Çiçikov, günümüzde bile varlığını koruyan saf kötülüğün en iyi örneklerinden. Bu kötülük düsturu elbette Ölü Canlar’ı merak etmeye engel olmamalı. Çünkü değişmez düzenin parçası olan iyilik ve kötülüğün çatışmasında alışılagelmeyen ya da o çok etik kuralları yıkmak istemeyeceğimiz tabuları, normları alt üst eden bir anlatımın sıkıcılıktan uzak dehşet verici ve acı sonu okunmaya ve Gogol’u anlamaya değer. Karakterimiz Çiçikov, beyefendi, saygın, aklı başında nizam sahibi görünen, hem dış görünüşü hem düşünceleri ile parmakla gösterilen bir profilin ardında gözünü para hırsı bürümüş, bugünün kendini beğenmiş insanına ait kibre sahip, iki yüzlü, çıkarcı eh tabi düzenbaz bir ‘can taciri’. Öyle bir karakter düşünün ki para hırsı için, sonsuz uykularında dünyadan kendilerine baksalar en azından şimdi rahat bir uyku uyurum diyecek ölü canların resmen ‘yokluğuna’ musallat olsun. İşte o karakter Çiçikov! Olayların seyrinin N kenti ile başladığı roman, Çiçikov’ın toplumun üst tabakasından kişilerle irtibat kurması ve o toplumda saygın bir yer edinip tam anlamıyla kaleyi içten fethetme girişimleriyle başlar. N kenti insanlarını taşından toprağına araştırarak kimin ne kadar canı var, kim ne kadar varsıl, kim nasıl yaşar ne yer ne içer gibi detaylarla yolunu çizer. Fakat bu yol kendi tahminlerindeki gibi planlı programlı ilerlemez. Bu can arayışı maceraları devam ederken çeşit çeşit insana dolayısıyla düşünceye, karaktere tanık oluruz. Bu tanıklık yazarın asıl amacını okura çok iyi anlattığının bir kanıtı olarak gösterilebilir öyle ki mevzu bahis olan ölü canların satışı gibi bir absürd, acayip, tehlikeli, korkunç (ki bende bu hislerden fazlasını uyandırdı) bir eylem girişiminde insanların yaklaşımı, algılayışı ve tepkileri en az ölü canların satışı kadar tüyler ürperticidir. Ölü Canlar kurgusal başarısının yanında üslup bakımından da okuru tatmin eden bir kitap. Yazarın araya girip bilgi vermesi ya da sanki sizinle yüz yüze bir öykünün içinde kişisel yorumunu dile getiren hergün karşılaştığımız bir ahbap görünümüyle eserin etkileyiciliğini ve akıcılığını hat safaya çıkarıyor. Ölü Canlar’ı Ölü Canlar yapan asıl meseleye gelirsek (ki bu kanımca ciddi ve gerçeğin ta kendisi bir gerçekliği simgeleyen meseledir) Gogol’un buhranlı, kasvetli ve acı dolu günlerine ayna tutmamız gerekir. Gogol tiyatro ve öykü yazarlığı yaparken böyle bir roman yazma eylemine girişmesinde çok değer verdiği bir insan olan Puşkin’in yönlendirmesi, ısrarı etkilidir. Fakat romanın yazım aşamasında Gogol için büyük bir kayıp olacak Puşkin’in vefatı ve Gogol’un tüm hayatını ele geçiren hastalığı eserinde çılgın rüzgârlara kapılmasına yol açar. Gogol, “Manik depresif psikoz” diye adlandırılan hastalığın pençesinde medcezirlere teslim olmuş bir yaşam sürer. Kendini iyi hissettiği dönemlerde yazınsal olarak çok başarılı çalışmalar ortaya koyarken o ‘kötü’ (kara) günlerde kendi içine kapanır ve bu durum da elbette olumsuz olarak çalışmalarına yansır. Eserleri arasında bu medcezire en iyi tanıklık edecek kitap Ölü Canlar’dır. Eserin ikinci cildi de bu hastalığın kurbanı olur. Yakar! Evet, Gogol ikinci cilde ait yazıları ateşe atar yakar. Ölü Canlar, yanmaktan son anda ya da kılpayı kurtarılan bir eserin izlerini taşır. Gogol’un intiharı ile taçlanan bu acı bir kitabın kaldırabileceği acı eşiğinden fazla mıdır? Belki kitaplar sanılanın aksine daha güçlü varlıklardır. Gogol’un intiharı da hayli trajik bir vakadır. Sahip olduğu inancı, onu intihar eyleminde de etkiler ve Gogol kendini on gün aç bırakarak yaşama veda eder. Görülen o ki acı yine katlanır ve çoğalır. Bu açıdan değerlendirildiğinde de Gogol’un öz yaşamına ait parçaları hem fiziksel hem ruhsal anlamda bulabileceğimiz bir kitaptır Ölü Canlar. Gogol’u okumalıyız, anlamalıyız ve anlatmalıyız.
Ölü Canlar
Ölü CanlarNikolay Gogol · İş Bankası Kültür Yayınları · 202223,5bin okunma
·
712 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.