"Mutlaka savunulması gereken şeyler vardır. Ancak ölümden sonra bırakılır şeyler... Eliniz ayağınız tutarken hangi nedenle olursa olsun onları yere çaldınız mı, gerisinin hiçbir değeri kalmaz. Şöyle olmuş, böyle olmuş... Kırılmış ya da kırılmamış... Birisi alıp gitmiş... Ya da hiç kimse alıp götürmeye layık görmediğinden gene size kalmış... Hiç kimse... Çiğnemeye tenezzül etmediğinden... Nasıl eğilip yeniden alırsınız? Alsanız n'olur? Neye yarar? Nereye koyarsınız? Nasıl bakarsınız yüzüne... Nasıl bakabilirsiniz..."