Gerçekliğimiz hakikaten nesnel/objektif bir gerçeklik, kendi içinde tamamlanmış, kapalı, fenomenden öze her şeyiyle kendini bize nesnel olarak sunan bir dünyayla özdeş olsaydı; mutlak ve tek yorumlu bir anlamla kendini kavratan bir gerçeklikle karşı karşıya bulunsaydık, sanatların ama en başta görsel, gösterici, temsili güzel sanatların ve de şiirin yeri olur muydu bu dünyada?