Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

İçindekiler
Türkçe Baskıya Önsöz
Bilinç - Öznelliğin Bilimi
Bilinç - Öznelliğin Bilimi
Bilinç: Öznelliğin Bilimi'nin Türkçe baskısının yayınlanmasıyla, kitabın Türkçe çevirisinin okuyucularını bilincin gizemini benimle birlikte keşfetmeye çağırmaktan büyük bir zevk ve onur duyuyorum. Kitabın orijinal ingilizce baskısının yayınlanması üzerinden henüz birkaç yıl geçti, fakat bilinç, 21. yüzyıl bilim ve felsefesi için hâlâ en önemli meydan okuma olarak kalmaya devam ediyor. Bu kitapta sunulan yeni bilinç bilimi şu an gerçekten filizlenmeye başladı. Geçen birkaç yılda bilinç alanındaki çalışmalarda büyüleyici gelişmeler yaşandı. Kitabın orijinal baskısının yazıldığı dönemde henüz emekleme döneminde olan bazı gelişmeleri anmak gerekirse: Bilinç kuramlarında, Giulio Tononi'nin, bilincin phi¹ diye adlandırılan bütünleşik bilgi miktarına indirgenebileceğini varsayan, bilince yönelik Bütünleşik Bilgi Kuramı [Integrated Information Theory (IIT)] öne çıkan bir kuram oldu. Ayrıca, beyindeki bilinç miktarının düzeyini nesnel bir şekilde ölçmeye yönelik bir yöntem (Pertürbasyonel Karmaşıklık İndeksi [Perturbational Complexity Index, PCI]) geliştirildi. Bu yöntem doğrudan IIT'nin ortaya koyduğu düşüncelere dayanır -kabaca beyindeki phi miktarını ölçme girişimini temsil eder: Koma veya uyku durumundaki beyinde PCI düşüktür, beyin tamamen bilinçli veya uyanık olduğunda ise yüksektir. Phi kuramı ve phi'nin ölçülmesi konusu hâlâ tartışmalıdır ve bunlarla ilgili araştırmalar henüz başlangıç safhasındadır. Deneysel bilinç çalışmalarında, bilinçli ile bilinçsiz durum arasındaki fark, Steven Laurey'in Belçika'daki Koma Bilimi Grubu gibi, dünyada önde gelen birtakım gruplar tarafından araştırılmaktadır. Bu araştırma, koma veya bitkisel hayatta bulunan bilinçsiz hastalara odaklanır ve içsel bilinçleri hakkında sorular sorar: Bu hastaların içsel olarak bilinçli olup olmadığını nerden biliyoruz? Mevcut ölçümlere göre, dışa dönük tepkilere ihtiyaç duymayan beyin görüntüleme yöntemleriyle uygun şekilde test edildiğinde, bitkisel hayattaki hastaların % 10-20 kadarının içsel olarak bilinçli olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu şaşırtıcı sonuçlar bilinç biliminin şu ana kadar ulaştığı belki de en önemli sonuçlardır. Binlerce hasta için doğrudan ve hayatlarını değiştiren pratik ve klinik sonuçları vardır. Bu bulgulardan önce tepkisiz hastaların içsel bilinçleri tamamen göz ardı edilmiştir. Bilinçli varlıklar olarak öznel varoluşları tıp camiası tarafından ihmal edilmiştir, fakat artık bilinci dışa dönük tepkilerden ayrı bir şey olarak kabul etmek için çok daha anlayışlıyız. Filizlenmeye başlayan başka bir araştırma da genel anestezi ile bilincin kaybedilmesinin veya geri kazanılmasının deneyimlen-me anına odaklanır. En güncel beyin görüntüleme yöntemleriyle donanmış bazı ekipler, beyinde bilinç ışığını "kapalı" veya tekrar "açık" hale getiren şeyin ne olduğunu ortaya çıkarmaya çalışıyorlar. Görünen o ki, beyinde basit veya tek bir "bilinç şalteri" değil de işe karışan pek çok farklı mekanizma var. Özellikle, korteks içindeki ve talamus ile korteks arasındaki karmaşık, uzun menzilli bağlantılılığın bilinç için kritik olduğu görülüyor. Rüya araştırmalarında, rüyanın, uyuduğumuzda bilincimize akan içsel, biyolojik olarak programlanmış bir dünya simülasyonu olduğuna yönelik düşünce artan bir destek kazanmıştır. Bu yaklaşım, ayrıca, rüya ve kâbusların işlevinin uyanık yaşamlarımızda karşılaşabileceğimiz çeşitli durumlar (mesela tehlikeli durumlar) için bizi hazırlamak olduğunu giderek daha fâzla ikna edici bir tarzda açıklamaktadır. Rüya görmek toplumsal bağlarımızı kuvvetlendirmek üzere de bizi hazırlayabilir, çünkü rüyalar çeşitli sosyal karşılaşmaları ve etkileşimleri sürekli taklit eder -rüyalarımızda nadiren yalnızızdır. Ben de yakın zamanda, bu ihtimali ve bilinçle rüya arasındaki ilişkiyi internette, Thomas Metzinger'in yönetimindeki Open Mind tasarısında (openmind.net) 2015 yılında yayınlanan bir makalede inceledim. Çığır açıcı gelişmelerden biri de, Japon bir ekibin görsel rüya içeriklerini doğrudan beynin görsel korteksindeki etkinlikten okuma girişimidir. Uykuyla başlayan rüyaları genellikle görsel imajlar şeklinde görürüz. Bu ekip, beyin etkinliğinden rüyaların deşifre edilmesinde (2013 yılında Science dergisinde bildirildiğine göre) başarılı oldu. Başka bir ekip, rüya uykusu esnasında, beynin belirli alanlarının elektriksel uyarımı yoluyla kişinin rüyasında rüya gördüğünü fark etmesini sağlamanın mümkün olduğu yönünde büyüleyici bir buluş gerçekleştirdi (bu da 2014 yılında Science'da yayınlandı)! Dolayısıyla, geceleyin rüya alemindeki maceralarımızı planlamak ve kontrol etmek istediğimiz zaman frontal korteksin elektriksel uyarımı, berrak rüyaları [lucid dreams] başlatmak için kullanılacak bir araç haline gelebilir! Ben ve araştırma ekibim de bilinç çalışmalarında bu konu başlıklarını, özellikle de simülasyon rüya kuramlarını, anestezi esnasında bilincin kaybolup geri dönmesini ve görsel bilincin nöral mekanizmalarını incelemeye devam ediyoruz. Son saydığım başlıkta, görsel bilginin beyinde nerede ve ne zaman bilince kavuştuğu konusu hâlâ tartışmalıdır. Tam GÖRDÜĞÜMÜZ anda beyinde neler olmaktadır ve bu tam olarak NE ZAMAN gerçekleşmektedir gibi temel sorular, araştırmacılar için tartışma -ve etkin araştırma- konuları olmaya devam ediyor. Yakın zamanda gerçekleşen tüm ilerlemelere rağmen öznel bilincin gizemli doğası ve nesnel fiziksel dünyadaki yeri hâlâ açıklanmayı bekliyor. Bilim, bu nadide öznellik ve duyarlık kıvılcımının, bilincimiz veya ruhumuzun mekanistik bir fiziksel dünyada nasıl ortaya çıktığını; biyolojik beyin etkinlikleri sonucunda veya en azından onlara bir şekilde yakından bağlantılı bir yolla nasıl belir(iver)diğini hâlâ açıklayamıyor. Dolayısıyla, bilinç hakkında çok daha fazla şey keşfedilmeyi bekliyor. Bu arayış, evrendeki yerimizi anlamaya yönelik ezeli meraktan ve derin gizemleri araştırma ve çözme arzusundan neşet ediyor. Bu kitabın Türkçe baskısının okuyucularının da beni yazmaya iten gizem ve keşif hissiyle dolmalarını ümit ediyorum. Antti Revonsuo Mart 2015, Turku, Finlandiya ------------------------------------ 1 Tononi.Phi: A Voyage from the Brain to the Soul [Phi: Beyinden Ruha Yolculuk] adlı kitabının önsözünde phi'nin (<Φ>) bütünleşik bilginin simgesi olduğu için kitaba isim olarak seçtiğini ifade ediyor.
Bilinç - Öznelliğin Bilimi
Bilinç - Öznelliğin Bilimi
·
159 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.