Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Güzel yapmak, güzel eylemek, güzel yürümek, güzel giyinmek, güzel yemek, güzel konuşmak en belirgin vasıflarıydı. Bu vasıflar, yapay, yakıştırılmış, eğreti durmuyordu onda. Bir zevkiselim hâlini, bir cemal duruşunu, bir tabiiliği ifade ediyordu. Güzellik duygusu onun her hâline yansıyordu. Arkadașlığı güzeldi. Yazdıkları güzeldi. Yüzü güzeldi. Hüznü ve yalnızliğı ve sükûtu bile çok yakışırdı ona. Bu güzellik hassasiyeti ve dikkati onu ihsanın özüne, merkezine yaklaştırıyordu. Yani Allah'ı görüyormuşçasına yaşama inceliğine. Çünkü biliyordu, Efendimiz buyurmuştu ki "Sen O'nu görmüyorsan da O seni görüyor." Dolayısıyla her an O'nunla birlikte olma şuuru onu, bütün yapıp ettiklerini en güzel șekilde yapma rikkatine götürüyordu. Hayatı seviyordu. Varlığa muhabbetle bağlıydı. "Ay dehşet, göğe bakın." diyordu. Bir çiçeği, bir böceği, bir ağaç, bir çocuğu (en çok da bir çocuğu), bir kediyi hayranlıkla izleyebiliyordu. Etrafını heyecanla, çoğu zaman dışarıya taşmayan bir iç coşkusuyla seyrederdi. Bundan dolayı aynı yolu sıkılmadan defalarca yürüyebilir, aynı sokaktan yüz defa geçebilirdi. Yaratılmış olana duyduğu bu yüksek muhabbeti de her diri tuttuğu hayreti sayesinde koruyabiliyordu.
·
154 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.