"İstiyorum ki okuyucu 12,000 mısrayı bitirdikten sonra vıcık vıcık insan kaynaşan bir mahşerden geçmiş olsun."
Bu kitaba dair yaptığı bir açıklamasıymış Nazım'ın. Hakikaten kitabı başından sonuna okuduğumuzda dolu dolu insan manzaraları karşılıyor bizi.
***
Anadolu insanını, zengin ve akıcı bir Türkçe ile muazzam bir şekilde anlatmış. Haydar Paşa Garı'ında başlayan insan manzaralarına köylüler, işçiler, memurlar, tutuklular, her türden nicesi dahil oluyor.
***
Hapishanedeyken yazmış. Çok daha sonra oğlu Memet tarafından yayınlanmış. Destansı-epik bir anlatı şiir gibi parıldayan bir yapıt.
Zannımca kitabın başından sonuna bize eşlik eden Halil de Nazım'ın ta kendisi.
.....
memleketimde ve yeryüzündeki insanların çoğu mahrumdur bol bol düşünebilmek saadetinden.
Vakitleri ve imkânları yok.
O kadar çok çalışıyor, öyle yorgundurlar ki
gece, altmış yaşında bile, yatağa girdikleri zaman
uyku kurşun gibi bastırıyor. (s.371)
....