Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Bu deneyler, baygınlık durumlarında, bilincin, anımsanabilir düşüncelerin, yargılama edimlerinin, algıların var olmayı sürdürdüklerini gösterir gibidir. Bu gibi durumlarda bilinç etkinliği, duyu algısı bütün insanca ölçütler bakımından askıya alınmıştır kesinlikle. Bu duruma eşlik eden yükselme duygusu, görüş açısındaki değişme, duymanın ortadan kalkması, altıncı duyuya ilişkin algılar, bilincin yerinin değiştiğini gösterir. Gövdeden ya da bilinç görüngüsünün yerleştiği kabul edilen serebral korteksten ya da serebrumdan (asıl beyinden) bir tür ayrılma söz konusudur. Bu varsayımımız doğruysa, bizde, serebrumdan başka düşünüp algılayan sinirsel bir katman olup olmadığını sormalıyız kendi kendimize. Bilinç yitimi sırasında bizde süren ruhsal süreçlerin sinkronistik görüngüler, açıkçası organik süreçlerle nedensel bağlantısı olmayan olaylar olup olmadığını da sorabiliriz. Bu son olasılık, DÖA'nın, açıkçası biyolojik katmandaki süreçler olarak açıklanamayan, uzam ile zamandan bağımsız algıların varlığı göz önünde tutulursa hemen yadsınamaz. Duyu algılarının daha en baştan olanaksız olduğu yerde, sinkronisiteden başka bir şey söz konusu olamaz pek. Ama ilkece algıyı, tamalgıyı olanaklı kılacak uzamsal, zamansal koşutlar varsa; bilinç etkinliğinin ya da korteksin işlevi söndüğünde, gene de algılama ile yargılama gibi bir bilinç görüngüsü ortaya çıkıyorsa, sinirsel bir katman sorunu göz önünde bulundurulabilir. Bilinçli süreçlerin asıl beyne bağlı olduğu hemen hemen apaçık sayılır. Alt merkezlerin kendilerinde bilinçsiz olan tepke dizgelerinden başka bir şey içermedikleri de ... Bu, özellikle sempatik dizge bakımından doğrudur. Bu yüzden, serebrospinal (beyin omurilik) sinir dizgesi hiç olmayan, yalnızca çift ganglia zinciri olan böcekler tepke otomatları sayılır.
·
1 artı 1'leme
·
769 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.