Kendisinden hep bir şeyler bekleniyor, isteniyor, alınıyordu: Onu yap! Bunu yap! Ama şunu unutma! Ötekini hallettin mi? Neredeydin şimdiye kadar? Hep baskı, hep üsteleme, hep zaman darlığı, hep gözünün önüne tuttukları saat... O zamanlar pek ender oluyordu insanı rahat bıraktıkları...