Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

1724 syf.
8/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Risk Almadan Yazıyorum…
Kitabı elime ilk aldığımda farklı bir duyguya kapıldım. Bunun sebebiyse meşhur “Vatan Şairimiz Namık Kemal”di. Hayranı olduğum bir yazardır “Namık Kemal”. Sürgün yıllarında son günlerini yaşarken elinde “Victor Hugo’nun Sefiller” kitabı varmış. Bu kitabı okurken gözlerini yummuş hayata. “Hürriyet Kasidesi” gibi devasa bir şiiri o zamanın şartlarında yazabilmiş bir yazarın, son okuduğu kitabın “Sefiller” olması benim için baya değerliydi. Kitabı bu duygu içinde alıp okumaya başladım. Tadını çıkara çıkara, azar azar… Neticede 23 günde kitabı bitirebildim. Kitap bittiğinde ise evet dedim. Bir esere eğer “Klasik” denilecekse böyle bir kitap olmalı. Ki çoğu klasik denen eser benim nezdimde hiçte klasik olmayı hak etmiyor. Ama “Sefiller” tam tamına bir klasikti. Peki, neden tam tamına klasikti? Kitabın olumlu veya olumsuz özelikleri nelerdi? Başlayalım Efendim… 1. Cesaret Yazar kitabın yazıldığı döneme göre çok cesaret gerektiren bir iş yapmış. O zamanın karanlık Avrupa’sında sürgün ve hapis hayatı yaşayacağını bile bile “Özgürlük, Adalet, Eşitlik” gibi konuları işlemek bir cesaret işidir. Cesur yazar her zaman takdiri hak eder. Ayrıca kendinden sonraki birçok yazara da “Hugo” bu konuda örnek olmuştur. Onların açtığı çizgiden yürüyen yerli yazarlarımız “Tanzimat Dönemi” ile birlikte bu konuları işlemeye başlamıştır. 2. Evrensel Konular Kitabı ana konusu sefillik. Fakat sefilliğin çeşitleri yok mudur? Örneğin bir hayat kadının sefilliği, bir mahkûmun yaşadığı sefillik, bir yetim kızın sefilliği, bir dilencinin sefilliği, devrik bir liderin sefilliği, bir kaçağın sefilliği, bir hırsızın sefilliği, bir devrimcinin sefilliği, bir vicdan sefilliği… Sefillik diye düşünmeye başlasak bu ve buna benzer birçok şey sıralayabiliriz. Kitabı beğenmemin bir nedeni de aklımıza gelebilecek bütün bu alt dalları çok başarılı bir şekilde işlemiş. Özelikle kitabın bir bölümünde “Cosette” adlı kadının yaşadığı sefillik öyle güzel anlatılmış ki hayran kalmamak elde değil. Kitabın güzel taraflarından bir tanesi de “Sefillik” etrafında birçok konuyu muhteva etmesi oldu. Evrensel konular sayılabilecek bütün konular hemen hemen işlenmişti. Ki bu gayet kaliteli bir iş çıkarma anlamına gelir. Örneğin kitabı bitince damağınızda bir polisiye zevki, bir aşk romanı zevki, bir siyasi roman zevki, bir tarihi roman zevki bırakıyordu. 3. Olay Örgüsü Benim kendi değerlendirmelerim içinde bir kitabın en önemli yeri bence olay örgüsüdür. Ayrıca bir kitabı da kitap yapan kesinlikle olay örgüsünün başarılı bir şekilde kurgulanmış olmasıdır. Sefiller kitabına gelecek olursak kitabın olay örgüsüne tek kelime bayıldım. Çok güzel bir şekilde kurgulanmış bir olay örgüsü mevcut. Yaptığım araştırmalar sonucunda kitabın olay örgüsünü en güzel karşılayabilecek ifadeyi buldum: “Örümcek Ağı”. Evet, tamamen bir örümcek ağı gibi yapılmış bir olay örgüsü. Hele de kitabın sonlarına doğru bu ağ çözülünce keyfinize diyecek yok. 4. Kahramanlar “Kahramanlar veya kahraman yaratma” bir kitabın kalıcı olmayı başarmasın koşullarından biridir. Kahramanların akılda kalıcı olması kitabın başarısıyla doğru orantılıdır. Hatta çoğu başarılı kitap artık kendi ismiyle değil bizzat başkarakterinin ismiyle anılır. Sefiller kitabını okuduktan sonra artık hayatınızdan hiç ayrılmayacak Jean Valjean, Marius, Fantine, Cosette, Gavroche gibi kahramanlarla tanışmış oluyorsunuz. 5. Akıcılık Kitabın tek olumsuz yanı bu konu herhalde. Kitap bazı yerlerde çok akıcı ilerken bazı yerlerde ise insanın canını baya bir sıkıyor. Çünkü Victor Hugo kitapta kendini gizlemiyor. Çoğu yerde anlatımı kesip okuyuncaya bilgi veriyor. Verdiği bilgilerde de öyle ayrıntılara giriyor ki neredeyse inciğini boncuğunu ortaya döküyor. Bunların bir kısmı gerekliyken gerçekten de bir kısmı gereksiz olabiliyor. Örneğin kitabın bir bölümünde kahramanlardan biri Paris sokaklarında bir lağıma girmek zorunda kalıyor. Hugo burada kitaba yaklaşık bir 50 sayfalık ara veriyor. Başlıyor lağım tarihin anlatmaya. Lağım ile ilgili bütün ayrıntıları anlattıktan sonra kitaba devam ediyor. Benim bu şekilde gereksiz bulup işaretlediğim yerler baya fazla. Sadece bunlarda değil “Sefiller” roman olmanın ötesinde bir de sanki Hugo’nun köşe yazılarında derlenmiş bir kitap gibi. Çünkü Hugo çoğu yerde olay akışını kesip her konuda görüşlerini açıklayan yazılar yerleştirmiş araya. O dönemin şartlarına bakınca normal olabilir ama bence bu bölümlerin kitaptan çıkarılıp kitabın biraz daha sade halinin basılması daha uygun olur. Hugo bunları, etkisinde kaldığı Romantizm akımının bir gereği olarak yapıyor. Çünkü Romantizm akımın en büyük özelliği tiyatro ve romanı halkı eğitmek için bir araç olarak görmeleri. Bu yüzden yazalar eserlerini okuyucu bilgilendirmek amacıyla yazar. Amaç okuyucu bilgilendirmek olduğu için bu şekilde her konuda okuyucuya bilgi verilir. Çeşitli konular hakkında bilgi almak her ne kadar güzel olsa bile romanda akıcılığa büyük bir darbe vuruyor. Son olarak kitap bence herkes için kesinlikle okunması gereken kitaplar arasında yer almalı. Fakat incelememde de dediğim gibi benim tavsiyem sağlam bir yayınevi tarafında sadeleşmiş halinin basılması ve onun okunmasıdır. Kitabı bu haliyle okumak bana pek mantıklı gelmedi. Çünkü hem canınız sıkılıyor hem de zaman israfı… Not: Daha önceki yazarlarda gördüğüm bir özellik Hugo’da da kendini göstermiş. Bu eserde de Türk Milletinden söz ederken aşağılayıcı ve hakaret eden bir dil kullanılmış. Şahsen bunu Hugo’nun eserinde görmem beni üzdü. Dünyada belki ilk defa eşitlik, özgürlük, adalet kavramları işleyen bir yazardan bir milletin hepsi için bu şekilde hakaret etmesi beni sukutu hayale uğrattı. Ayrıca hemen hemen bütün kitaplarında bizden bu şekilde söz eden bir Batı Milleti karşımızda varken. Bu kitaplarla büyüyen çocukları şimdi karşımızda dururken Avrupa Birliğine gireceğimizi düşünmek bence tamamen saflık. Bin yıl bile geçse Avrupa bize karşı içinde taşıdığı bu kin ve öfke ile bize dost olmaz. Selam ve sevgi ile…
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202187,1bin okunma
··2 alıntı·
8,6bin görüntüleme
Hatice okurunun profil resmi
Sanırım ortaokul yıllarımda 600 sayfalık inceltilmiş kitabı okumuştum. Çok şaşırdım kitapta Türklere hakaret mevzusunu burda okuyunca şaşırdım ve merak ettim doğrusu.. Atalarımız yine haklı çıkmış diyorum çünkü "it iti ısırmaz döner yine seni ısırır" lafını hatırlattı Avrupa Birliği konusu
Bu yorum görüntülenemiyor
alp erturan okurunun profil resmi
bu uygulamada gördüğüm ender kaliteli incelemelerden biri tebrik ediyorum.
Hüseyin DEMİR okurunun profil resmi
Teşekkür ederim
Hüseyin DEMİR okurunun profil resmi
Daha önce Savaş ve Barışa bir inceleme yazmıştım. O zaman onu Risk Alarak Yazıyorum adıyla yazmıştım. O zaman Sefiller konusu geçmişti. Bende ona gönderme yaparak yazdım. #13781774
Sümeyye Kısa okurunun profil resmi
Kitaplığımda iki cilt halinde bekleyen bu Klasiği ben de okumaya başlamak istiyorum. Gereksiz ve konu akışıyla bağlantısı olmayan bu açıklamaların sayfa aralıklarını bizimle paylaşırsanız çok memnun olurum.
Hüseyin DEMİR okurunun profil resmi
Ben atlamanı tavsiye etmiyorum. Belli bir süre okuduktan sonra kitabın bazı bölümlerini sadece bilgi vermek için yazdığını göreceksin. Kitap sana sıkıcı gelirse o bölümleri atlayip devam etmen daha iyi olur... Netice ilgi çekilen bilgiler de var. Ama lagimlarin tarihleri ilgi çekmez herhalde :)
@Pesa okurunun profil resmi
Inceleme çok iyi olmuş. Kaleminize sağlık. Türklere hakaret mevzusu gerçekten üzücü ve dikkat çekici bir mevzu. Ben de ilk defa çok sevdiğim bir yazar olan Zweig'in Vicdan zorbalığa karşı adlı kitabında gördüm. Bu çok aşağılayıcı bir durum. Beni klasik edebiyattan soğuttu.
Ethem Çelik okurunun profil resmi
Akıcılık kısmında şu an tamda içinde bulunduğum durumu anlatmışsınız hocam şu an henüz 400 sayfa okudum yaklaşık son 40 sayfadır Napolyon’un Fransız tarihinde girdiği önemli savaşların tarihini ve olaylarını okuyorum az çok kitaba göz gezdirdiğim kadarıyla böyle daha çok sürüp girecek gibi görünüyor zaten oldukça kalın bir kitap sürekli konudan çıkması insanın okuma istediğini törpüleyebiliyor daha önce savaş ve barışta bolca Napolyon savaşları hakkında okuma yaptım ama o kitapta konu dışında çıkmadan anlatıldığı için Tolstoy’un romanın bazı yerlerinde savaşı bir tarihçi gibi anlatması hiç sıkıcı değildi aksine akıcıydı ama bu kitapta şimdiden akıcılığı kaybetmeye başladım onun için gecenin bu saatinde hemen kitap hakkındaki yorumları okumak için siteye girdim 😅
Sedanur Hoşbaş okurunun profil resmi
Ben henüz birinci cildini bitirdim ve Türklerle ilgili kötü bir söylem hatırlamıyorum ikinci ciltte midir? Eğer mümkünse sayfa sayılarını yazabilir misiniz?
Çağrı okurunun profil resmi
Müthiş yorum. Sefillere başlamadan önce oldukça güdüleyici ve açıklayıcı bir yorum olmuş
Hüseyin DEMİR okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 😊
Mutalip Aydın okurunun profil resmi
Kitabı şuan bitirdim, daha iyi bir inceleme yapılamaz sanırım. Çok güzel açıklamışsınız.👍
Hüseyin DEMİR okurunun profil resmi
Teşekkür ederim :)
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.