Artık bakışamıyorlardı.
Onlarda şimdi biten bir hasretin teessürü var.
Kavuşmanın bu saadetini veren ayrılığın kıymetini derkediyorlar; bakışmıyorlar ki, hasret, bir anda sonuna kadar tükenmesin.
Ve konuşamıyorlar.
Ne söyleseler bayağıdır.
İki kalbin de dilden öğrenmeye muhtaç olduğu hiçbir şey yoktu.