Aşık Veysel 20.Yüzyıl Halk Şiirimizde, şüphesiz O’nun ayrı bir önemi ve aydınlığı var. Veysel, daha yedi yaşında iken gözlerini kaybettiği halde, şiirleri ve iç dünyasıyla, insanı şaşırtacak kadar renkli bir şair. O, eli kalem tutmadığı, gözü bir tek harf görmediği halde, şiirleri ve türküleriyle, bütün kalem erbabımızın dikkatini çeken ârif âşıklarımızdandır.
(Arka Kapak yazısından)
Nihad Sami Banarlı
Aşık Veysel'i şöyle anlatıyor;
Âşık Veysel, Anadolumuzda halk kültürü dediğimiz: Atalardan torunlara kalma görgü, bilgi ve tecrübelerden; aydınlardan kültüründen süzülmüş değerlenen ve yalnız Türk vatanından değil, dünya coğrafyasından yurdumuza akan, çeşitli insanlık hâdise ve hareketlerinden edinilmiş bir irfanlı kültürlü saz şairlerimizin kudretli bir temsilcisi idi.
Bedri Rahmi Eyüboğlu Türküler Dolusu Şiirinde hani diyor ya,
Taşıma toprağıma toz konduranın
Alnını karışlarım.
Şairim şair olmasına,
Canım kurban şiirin gerçeğine, hasına.
İçerisine insan kokusu sinmiş mısralara vurgunum,
Bıçak gibi kemiğe dayansın yeter,
Eğri büğrü, kör topal kabulüm.
Şairim,
Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası,
Ayak seslerinden tanırım.
Ne zaman bir köy türküsü duysam,
Şairliğimden utanırım.
Şairim,
Şiirin gerçeğini köy türkülerimizde bulmuşum,
Türkülerle yunmuş yıkanmış dilim,
Onlarla ağlamış, onlarla gülmüşüm.
Hey hey, yine de hey hey,
Salınsın türküler bir uçtan bir uca,
Evelallah hepsinde varım,
Onlar kadar sahici,
Onlar kadar gerçek, insancasına, erkekçesine,
Bana bir bardak su dercesine,
Bir türkü söylemeden gidersem yanarım.
Ah bu türküler,
Türkülerimiz,
Ana südü gibi candan,
Ana südü gibi temiz.
Türkülerde tüter dağ dağ, yayla yayla
Köyümüz, köylümüz, memleketimiz.
Ah bu türküler, köy türküleri,
Dilimizin tuzu biberi,
Memleket ahvalini onlardan sor,
Kitaplarda değil, türkülerde ara Yemen'i,
Öleni, kalanı, gidip gelmeyeni..
Ben türkülerden aldım haberi.
Ah bu türküler, köy türküleri,
Mis gibi insan kokar mis gibi toprak,
Hilesiz hurdasız, çırıl çıplak,
Aşık Veysel Türküleri Asırlar geçsede dillerde ve gönüllerde ki,yerini muafaza edecektir.
Gelelim kitaba, Aşık Veysel'in Çocukluğundan yaşadığı yokluk yıllarından çocuklukta yaşadığı çiçek hastalığı nedeniyle hem kardeşlerini hemde bir gözünün görme yetisini yitirdigini belirtiyor yazar.
Diğer gözünü bir kaza nedeniyle kaybettiğini ise bu kitapta öğreniyorsunuz.
Sonuç olarak Aşık Veysel'in yaşam öyküsü, hakkında yapılan değerlendirmeler ve bazı şiirlerinden örneklerin yer aldığı güzel bir kitap.
Aşık Veysel, kayıtsız şartsız.
Türk kültür dünyasının bir temsilcisi olarak yaşadı ve yazdı.
Sazına ve sözüne hep içimizden biri olarak düzen verdi. Bu
bakım dan o, gönül kubbemizi ebediyyen süsleyecek ve aydınlatacak isimlerden biri olacaktır. Ona rahmet olsun! Onu minnetle anacağız!
Ümit Yaşar Oğuzcan ise şöyle sesleniyor ebediyete inkikalinin ardından.
DOSTLAR SENİ UNUTUR MU?
Doldurulmaz yerin senin
Dostlar seni unutur mu?
Hiç sönmezdi nurun senin
Dostlar seni unutur mu?
Tertemiz bir özün vardı
Apaydınlık yüzün vardı
Söylenecek sözün vardı
Dostlar seni unutur mu?
Her gerçeği gören sendin
Aşk sırına eren sendin
Gönüllere giren sendin
Dostlar seni unutur mu?
Çektin, yazdın ve söyledin
Verdin, almak istemedin
Sadık yarim toprak dedin
Dostlar seni unutur mu?
Hiç kimseyi incitmedin
Kalp kırmadın, kin gütmedin
Dostlarını unutmadın
Dostlar seni unutur mu?
Şiirde sağlam temeldin
İnsanlıkta en güzeldin
Biz bir Ümit, sen Veysel'din
Dostlar seni unutur mu?