"Elveda dostlarım elveda
Yolcu yolunda gerek!" Diyerek vedalaşmıştık
Bütün Şiirleri I ile. Vedalaştığından kopamayınca kısa sürüyor vedalar, bak işte, buluştuk yine!
Önceki incelememde uzun uzun tanıtmıştım; şairi, hayatını, kalemini. Artık bir okur kitlemin oluştuğunu düşünüyor ve burada yeniden uzun uzadıya bahsetme gereği duymuyorum. Bir "Garip" Oktay Rifat işte. Lise yıllarında OMO'cular diye şifrelenen, Orhan Veli ve Melih Cevdet'in yoldaşı, ismi çokça bilinen, eserleri pek o kadar okunmayan ancak kuşkusuz okumaya değer şair.
İnsanların çokluğundan bunalan, o çoklukta kendini yalnız hisseden, duygudaş bulacağımız bir kalem... "Öylesine çoktunuz ki bunaldım yalnızlıktan." Belki de bu yüzden çekip gitme isteği. "Alıp başını gidesi ama nereye!" Sahi, herkeste bir gitme isteği ama nereye? Memnun olmadığımız hayatlarımızın çıkışında bizi bekleyen, önümüze serili kırmızı halılar mı var? Çok az insan tanıdım gidip de memnun kalan. Birçoğunun boynu geldiği hayata doğru büküktü. Gitmeden bilemeyiz, kim bilir...
Louis Aragon'a. Ama birçok konuda öyle ustalaşmıştır ki benzetildiği isimleri dahi aşmıştır kimi yerlerde. Hayatında da eserlerinde de gerçekten, esastan yana olur. Oğlu Samih, "Yaşamda en önemli şey essah olmaktı onun için," der. "Nasıl insan yalan söylememeliyse, şiir de, sanat yapıtı da söylememeliydi. Bu bir onur ve varoluş sorunuydu." Gerçeğe onur olarak bakacak kadar sadık kalmak, hayatta ve sanatta...
"Ama ölüm
Ayırt etmeden kırar insanları." (s. 45)
Ne der
Nazım Hikmet Ran
Bir eski Acem şairi :
«Ölüm âdildir» — diyor,—
«aynı haşmetle vurur şahı fakiri.»
Belki de adil olan ölüm değil kaderdi. Depremlerde bile yerle bir olan malikaneler değil viranelerdi. Yine de kırıyordu insanları, yıpratıyor, sevdikleriyle sınıyordu. Belki en büyük yalnızlıktı ölüm doğan tüm insanların ölmesine rağmen.
"Aynaya baktım bendim
yüzünde kendime yabancı." (s. 392)
Hangimiz tanıyabiliyoruz ki artık kendimizi? Hayat insana aynı öyle acılar çektiriyor ki, değişiyor, artık kendin olamıyorsun. Aynı suda iki defa yıkanmamak falan değil bu değişim, suyu sabunu tanıyamaz olmak.
Yine de yitirmiyor umudunu:
"Bu günler gelir geçer
gelir geçer." (s. 526)
Geçiyor, ama üstümüzden. Daha bulamadan yitiriyor, yitirdikçe alışıyor, alıştıkça duyarsızlaşıyoruz.
Bütün Şiirleri bitti. Bir kalem ne kadar tanınabilirse o kadar tanıdım seni. Artık bir "OMO"cu değil "O"sun benim için: Yüreğimdekileri dile getiren adam.
Bütün Şiirleri IIOktay Rifat · Yapı Kredi Yayınları · 2018171 okunma