Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

‘Işık’ nitelemesi, sadece Kalender Çelebi ve onun taraftarları için kullanılmadı. On altıncı yüzyılın son çeyreğine kadar olan tüm Osmanlı fermanlarında, bugün adına Aleviler dediğimiz topluluklar ‘Işık Taifesi ’ adı ile anıldılar. Bayramlarda Işık Taifesi’nin kös ve nakkare çalarak şehirlerde gezmemelerine dair, 19 Zilkade H. 966 (M. 1558) günlü bir padişah fermanı; “Edirne Kadısına hüküm ki; ... Aşure günlerinde ışık taifesi dahi sancaklar kaldırıp da­vul ve nakkare ve def ve dümbelek ile açıkça şehirde gezip Müs­lümanların hâkimlerine bu tür şeriata aykırı hareketlerin yasak­lanması gerekir iken, izin verilip yasaklanmadığı işitildiğinden im­di.. Ahyolu’daki Işık Taifesi’nin takip edilmelerine dair, 15 Sefer H. 975 (M. 1567) diğer bir padişah fermanı; "Ahyolu Kadısına hüküm ki; Mektup gönderip, Ahyolu İlçesi’ne Hatun İli Bucağı’na ada­let üzre ışık taifesi toplanıp, Bahçeli adındaki başkanları Tur ad­lı Işık için (haşa), peygamberdir diye inandığından başka (...) Ehl-i Sünnet ve Cemaat’ten ibadet üzre Müslümanlara ‘Boş yere aç gezerseniz ve başınızı yere korsunuz’ deyip Feraız kitaplarına ‘Saman ve kepekten ibarettir, samanı hayvan soyu ve kepeği kö­pek yer. O kitapları okuyan da hayvan ve köpektir’ diye çekişti­rip söverek...” On altıncı yüzyıla kadar söylenmiş Alevi nefeslerinde Alevi ozanlar kendilerini ‘Işık’, bağlı bulundukları yolu da ‘Işık İnancı’ ola­rak tanımladılar. Aşıklarız baş oynarız bu yolda Hâkk’ı inkar eden düşmanmızdır Var ey münkir nice anlarsan anla Severiz, Işık bizim imanımızdır Kaygusuz Abdal
Sayfa 61 - KalkedonKitabı okudu
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.