Kadîm kültürümüzde bilgi/ilim, aklın ibâdeti olarak kabul edilir. Nasıl ki ibâdetin sâlih olabilmesi için temizlik/tehâret zorunlu ise bilginin de sahih olabilmesi için aklın temiz olması gerekir. Aklın tehâreti ise ahlâktır; dolayısıyla temiz/tâhir olmayan bir aklın ürettiği bilgi, hem tür olarak insana hem de çevreye zarar vermeye mahkûmdur
Bu nedenle, hem iyiyi hem de doğruyu beraberce kuşatan güzeli ancak ve ancak insan-ı selim yani edebli, haddini bilen insan üretebilir