Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İlk müşteriyi önemserim. İşimin rast gidip gitmeyeceğiyle ilgili önyargılar edindim. Bu yüzden paraları düzgün istiflerim. Atatürkler daima yukarı gelir. Düşünmeyi bırakıyorum çalışırken dedim ama, anlık şeyler de geçmiyor değil aklımdan. Misal köpeğe niye öyle dedim sabah, çünkü köpeklerin boyuttan haberleri yoktur. Küçücük bir fino, koca bir akbaşa saldırabilir. Akbaş ise bunun bir saldırı olduğunu anlamaz, finoyu koklamakla yetinir. Bunları sırası gelen saldırgan görünüşlü birinin yüzüne karşı düşünürüm ve hafif gülümserim. Adam neye gülümsediğimi anlamıştır sanki, geniş devinimleri daralır, kuyruğunu kıstırıp ayrılır gişenin önünden. Sonra saçının savruluşu Zehra'ya benzeyen, kuyrukta beklerken aklı kim bilir nerelerde dolanan genç bir kızın, gişenin önüne geldikten sonra cüzdanını çıkarıp içinden kartını aramaya başlamasına hoşgörüyle bakarken, onun bu acemiliğine sinirlenen arkasındaki deneyimli birine, bir şirketteki yerini antidepresanlarla koruduğuna dair teşhisi televizyonlarda sağlık programlarını izleyen herkesin kolayca koyabileceği top sakallı çantalıya, "Buralarda,- Bu İşler,- Bir Türlü Bitmez,-" demek isterim hoparlörleri açıp. Şaşırsın, gitsin haplarını çöp kutusuna atsın diye. Kameralar, acemi genç kıza bu hoşgörülü bakışımı tespit etmiştir, biliyorum. Acemi genç kıza çekilmesi gereken zılgıtı çekmediğimden dolayı şefin bana bağırmasını üstleniyorum. On dört saniyeyi bile bile heba ettiğimi üstleniyorum. Ailedeki olur olmaz yerde terleyen varlıklı bir eltinin ve diğer bazı büyüklerin bana uygun bulmadıkları, kışın ayakları çok üşüyen Zehra'nın ay beyaz yüzünü üstlendiğim gibi. İşlenilmişse, adını kendimin koyduğu bir günahı, evet onu da üstleniyorum.
Sayfa 10 - MenfezKitabı okudu
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.