Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

101. mektup
Her gün, her saat ne kadar bir hiç olduğumuzu gösteriyor; yeni kanıtlarla bedenimizin unuttuğumuz narinliğini anımsatıyor bize. Ölümsüzlük hayali içinde olanları ölümü göz önüne almaya zorluyor. * İnsan, yarınına bile sahip değilken yaşamını düzenlemeye kalkmak ne budalaca bir iş! Uzun hayaller peşinde koşanlar ne kadar akılsız! * … ölüm yanı başımızda; onu hep bize yabancı diye düşünürüz; ama o ölümlülüğün örneklerini çarpıverir yüzümüze ansızın, şaşkınlığımız kadar sürüp giden bir an içinde! Her gün olabilecek şeyin bir gün oluvermesine şaşmak ne kadar akılsızca bir iş! * O halde biz ruhumuza sanki son sınıra gelmiş gibi bir düzen koyalım. Hiçbir şeyi ileriye atmayalım. Her gün hesaplaşalım yaşamla. Yaşamın en büyük hatası şu: Her zaman tamamlanmamış kalır, hep ertelenir bir şey. * Gelecek günlerim nasıl olacak?" diye kuşku içinde olmaktan daha zavallı ne vardır? Ne kadar zamanın kaldı? Ya da nasıl bir yaşam kaldı? Zihin bu olasılıklar içinde, anlatılmaz bir korkuyla çırpınır durur. Bu burgaçtan kaçınmanın yolu nedir? Bir yolu var: Yaşamımız ilerisi için bir hesap yapmazsa, kendi içine çekilirse kaçınırız bundan. Çünkü bugününü boş geçiren, değerlendirmeyen insan, geleceğe bağlı kalır. Olasılıklara karşı senin kesin bir tutumun olursa, rastlantıların değişik, oynak olması niçin altüst etsin seni?
·
1 artı 1'leme
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.