Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Japon Raskolnikov'un Melankolik Sevgilileri
"İnsanlığımı Yitirirken" - Osamu Dazai - 1948 İnsanlığımı yitirirken, Hüseyin Can Erkin gibi usta bir çevirmen tarafından dilimize zaten kazandırılmıştı. Peren Ercan'ın çevirisi ise bir Şuuci Tsuşima 津島修治 (aka Osamu Dazai 太宰 治) alametifarikası olan anlama sınırı 35 kelimeyi geçen upuzun cümlelerinin öncelikle kısaltılması şeklinde olmuş. Açıkçası kitaptaki Japon melankolisinin groteskliğine biraz gölge düşürse de yayınevinin biz Türk okurların genelindeki ön kabullerini göz önüne alıp rey de verdiği bu çabanın daha bir Anadolu samimiyeti kazandırdığı da su götürmez. Ama son cümlemde de görüldüğü gibi uzun cümlelerden hiç de kaçınmayanlar da çıkıyor bu topraklardan! Neyse cümlelerin kısaltılması, haklı sebepleri de olan bu yayınevinin alametifarikası yayın politikası; aslını birebir isteyen gider Japoncasından okur... "İnsanlığımı Yitirirken" (No Longer Human) Japon yazar Osamu Dazai'nin en önemli eserlerinden biridir. Roman, savaşın yıkıcı etkilerinin hala devam ettiği 1948 yılında yayımlandı ve Dazai'nin doğum gününde ölüsünün bulunmasıyla sonuçlanan dördüncü intihar teşebbüsünden önce yazdığı kısa ve çalkantılı hayatının bir yansıması olarak kabul edilen son eseridir (swansong). Bu eser, Japon Ben-Roman akımındandır ve yazarın kişisel deneyimlerini, toplumsal eleştirilerini ve insan psikolojisinin derinliklerine olan ilgisini içerir. "İnsanlığımı Yitirirken", üçüncü tekil şahıs bakış açısından yazılmış otobiyografik öğelerin isim, yer gibi öğelerin değiştirilmiş bir kurgusu olarak karşımıza çıkar. Merak edenlere Dazai'nin sorunu hakkında bu roman adeta uzun bir intihar mektubuymuşcasına önemli bir kaynak gibi gözükse de asla olayların iç yüzünü bilemeyeceğimize dair de bu basımda analizlerle dolu uzun bir sonsöz de mevcut. Neyse, ana karakterimiz Yozo Oba, sağcı bir toplumun beklentilerine uymakta zorlanan, yalnızlık içinde boğulan ve kimlik arayışında olan bir karakterdir. Yozo'nun hikayesi, yaşam boyu süren bir yabancılaşma, umutsuzluk ve içsel çatışma temasını işler. Roman, Yozo'nun çocukluk yıllarından başlayarak, gençlik dönemine ve sonrasına kadar olan hayatını anlatır. Yozo'nun babasının baskıcı beklentileri ve toplumsal normlara uymakta yaşadığı zorluklar, onu bir yabancılaşma hissi içinde bırakır. Yozo'nun mizahi yetenekleri, dışa dönük bir maske takarak çevresiyle iletişim kurma çabalarını yansıtır, ancak bu maske aslında içsel acıları ve yalnızlığı saklamaktan başka bir şey değildir. Kitap, Yozo'nun farklı ilişkiler kurma çabalarını ve bu ilişkilerin zamanla nasıl çöktüğünü işler. Aşırı muhalif Marksist çevrelere bile bulaşmasından veya erkek karakterleriyle ilişkisinden çok; kadın karakterleriyle olan ilişkileri, onun duygusal karmaşıklığını ve sosyal beklentilere uyum sağlamakta neden başarısız olduğunu gösterir. Yozo'nun iç dünyasındaki karmaşıklık, romanın derinliğini arttırır ve okuyucuya insan psikolojisinin karmaşıklığına dair düşündürücü bir deneyim sunar. "İnsanlığımı Yitirirken", Japon toplumunun savaş sonrası dönemdeki karmaşıklıklarını da yansıtır. Savaşın etkileri, geleneksel normlara uyum sağlamakta zorlanan bireyler üzerinde derin izler bırakmış gibi görünmektedir. Dazai, eserinde toplumun birey üzerindeki baskısını, normlara uymak zorunda bırakılmanın yarattığı yalnızlığı ve bunun sonucunda ortaya çıkan içsel çatışmayı inceler. Kitaba göre kadın karakterler savaşın yıkıcılığından dolayı erkeklerden daha fazla melankoliden/delilikten nasibini almışlar gibi gözüküyor. Kendileri gibi ölme istekleri de Yozo'nun fiziksel çekiciliği yüzünden ona doğru çekilmiş olmalı. Duygusallığı da sevgililerinin iç dünyasına geri dönülmez bir şekilde empati kurmasına sebebiyet veriyor. Lakin ilk intiharı teklif eden sevgilisi fakat kendisinin kurtulup onun ölmesiyle suçluluk/delilik ihalesi kendisine kalıyor. Bu içkin intihar empatisi aşkın baskılarla iyice pekişiyor, başka başka kadınlar ve sorunlarıyla manyetize oldukça müptezelliği çığrından çıkıyor; mizah ve çizim gibi yeteneklere sahip sanatçı bir ruh daha sırf varsıl ailesi tarafından saygın bulunmadığı için yalnız bırakılıp ziyan oluyor. İntihar olgusu Japonya'da kadim 'seppuku' kültürü içerisinde büyük bir yere sahip ve Şinto inancı ruh göçünü de barındırdığı için öldükten sonra nasıl olsa tekrar doğacağım diye oraların atmosferine kadar kolaylıkla işlemiş; benimsenmesi bir nefes almak kadar kolay kısacası. Yazarın "Yapraklar" isimli bir başka öyküsünde de; intiharı bir kaçış olarak görüp aşağılayan abisiyle çok yükseklerde olduğu için ancak irade sonucu ulaşılması mümkün diye tartışan bir kız çocuğunun yaşadıkları işlenmekte. Kısa da olsa; dönemin karamsarlığı hakkında da ufak bir analiz yapacak kadar fikir vermiş olduğum kanaatindeyim. Sonuç olarak, "İnsanlığımı Yitirirken" insanın varoluşsal sancılarını, yalnızlık ve kimlik arayışını ele alan bir modern klasik olarak kabul edilir. Dazai'nin güçlü anlatımı, derin karakter analizleri ve toplumsal eleştirisiyle bu eser, edebi değerinin yanı sıra insan doğasına dair önemli bir içgörü sunar.
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202333,2bin okunma
·
75 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.