Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

-İnsanın huzuru ve memnuniyeti dışarıda değil, içindedir. -Nasıl yani? -Sıradan bir insan iyiyi ya da kötüyü dışarıdan, yani bir atlı arabadan ya da bir çalışma odasından bekler. Düşünen bir insan ise kendinde bulur. -Gidin de bu öğretiyi sıcacık, turunç kokan Yunanistan'da yayın. Söyledikleriniz bu iklime göre değil. Kiminle Diyojen hakkında konuşmuştum ben? Sizinle, değil mi? -Evet, dün benimle konuşmuştunuz. -Diyojen'in bir odaya da, sıcak bir eve de ihtiyacı yoktu. Bütün bunlar olmadan da orada hava sıcak zaten. Gidip bir fıçının içinde uzanıp portakal ve zeytin yiyordu. Eğer, Rusya'da yaşamak zorunda kalsaydı bırakın aralık ayını, mayısta bile bir oda isterdi kendine. Muhtemelen soğuktan iki büklüm kalırdı. -Hayır. Diğer acılar gibi soğuğu da hissetmemek mümkün. Marcus Aurelius, "Acı, acı hakkındaki canlı düşüncedir. Bu düşünceyi değiştirmek için irade gücü göster, onu silkip at, şikayet etmeyi bırak; acı kaybolup gidecektir," demiştir. Gerçekten de öyle. Bir bilgin ya da sadece düşünen, kafası çalışan bir kimse, diğerlerinden tam da acıyı küçümsemesiyle ayrılır. Bu kişi her zaman halinden memnundur ve hiçbir şeye şaşırmaz. -Demek ki ben acı çektiğim, memnun olmadığım ve insanların alçaklıklarına şaşırdığım için aptalım. -Boşuna böyle düşünüyorsunuz. Eğer daha sık kafa yorarsanız sizi endişelendiren bütün dış etkenlerin ne kadar önemsiz olduklarını anlarsınız. Hayatı derinlemesine kavramaya yönelik gayret etmek gerek. Gerçek lütuf, bu hayatın içerisinde mevcut.
Sayfa 37 - 23.Basım Eylül 2022
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.