Gönderi

...Cenaze kabre indiriliyordu, Akif'in son günlerinde hemen hemen her gün gelip Kur'an okuyan Hafız Necati ve Hafız İdris o güzel tesirli sesleriyle Kur'an okumaya başlamışlardı. Çok sevdiği, Mısır'da iken de sık sık mektuplaştığı, Fransızcasını ilerletmesi için ta oralardan yazdığı sayısız mektupla ısrar ettiği Hafız Asım Şakir de kabrinin başındaydı. Son günlerinde Asım'a: ederlerdi. "Asım evladım, bu çocuklar hep beni severler, beni görmek arzu Fakat onlara sen rehber oldun, buraya getirdin. Berhudar ol Yaptıklarından ziyade beni bunlar memnun etti. Allah hepinizden razı olsun. " demişti. Rus mültecisi hastabakıcı Mari'yi herkes hayretle seyrediyordu. Akif'in mezarının başına çökmüş durmadan ağlıyor, hafızlardan Kur'an okumalarını istiyordu. Çünkü aylarca süren bakıcılığı müddetince hastasını çok iyi tanımış, onun Kur'an'ı dinlemekten ne kadar hoşlandığını görmüştü. Üniversite gençliğinin gösterdiği büyük heyecan da herkese çok tesir etmişti.
·
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.