Pür-hande leyâlin-bütün âvâre ve berrak-
Seyyâle-i eshârı[188] nigâhından[189] uçarken;
Sen, ey güzelim, rûhumu rûhunla öperken.
Rûhumdan uçar rûhuna bir bûse-i müştâk[190]!
[188] seyyâle-i eshâr: Seherlerin akıntısı.
[189] nigâh: Bakış, bakma.
[190] bûse-i müştâk: Arzulu bir öpücük.