Çünkü insan denen şey insandan çok farklı bir insandır, ya daha fazlasıdır ya daha azı; daha fazlasıdır; çünkü cazın hissettiği, aydınlattığı ve hatta sezip kavradığı, çok önceden ele aldığı şeyi içinde bulundurur; çok daha az insandır da insan çünkü bu özgürlükten bazen estetik, bazen ahlak oyunları yaratmıştır; üstünde ya at ya kale olmak için isteğini, iştahını saklı tuttuğu bir satranç tahtası yapmıştır, okullarda öğretilen bir özgürlük tanımı bulmuştur ki o okullarda çocuklara bir kesik caz ritminin ilk ölçüleri, bir blues vb. Hiçbir zaman öğretilmez ve öğretilmeyecektir de.
I could sit right there and think a thousand miles away, I could sit right here and think a thousand miles away, Since I had the blues this bad, I can't remember the day...¹
1. (ing.) Burada oturup binlerce mil ötenin hayalini kurabilirim / Burada oturup binlerce mil ötenin hayalini kurabilirim / Böyle blues'lara kapıldığımdan beri o günü hatırlayamıyorum. (Y.N.)