Selamm Bugün #iyikomşular kitabının yorumuyla sizlerleyim Mike ve Bianca, daha sessiz ve sakin bir yaşam istedikleri için Stockholm'den Köpinge'ye taşınırlar. Mike yerel bir okulda öğretmen olarak çalışırken, Bianca ise evde çocuklarıyla ilginlenmektedir. İstedikleri dingin hayata erişmişler gibi görünse de günler geçtikte komşularının aslında göründükleri gibi olmadığını fark etmeye başlarlar. Bu durum mutlu aile tablosunda çatlaklara neden olurken, aniden yaşanan bir kaza ise hayatlarını tamamen mahveder. Kitap ilk sayfadan bizi bir kaza anının içine atıyor. Evet bir kaza yaşandı ama bunun öncesinde ne oluyor diyeceksiniz. İşte kitapta da kazadan önce ve kazadan sonra olarak anlatım başlıyor. Aynı zamanda üç farklı karakterin anlatımıyla olaylar şekillenmeye başlıyor. Sizde anlatım ilerledikçe haliyle yaşanan bir kaza mı yoksa değil mi diye kendinizi düşünürken buluyorsunuz. Okudukça aslında nereye bağlanacağını biliyorsunuz ama kimin yaptığını görünce, sonu ve hikayenin içinde aktarılanlar sizi şaşırtıyor. Ayrıca kaza olayının dışında içerisinde akran zorbalığı, toksik ilişki ve komşu ilişkilerini de bizlere yansıtıyor. Bence bazı okurlar için olaylar çok detaylandırılmış gibi gelebilir ama benim hoşuma gitti. İlk sayfalarda neden bunları anlatıyorlar desem de ilerledikçe taşlar yerine oturdu ve gerçekten hoşuma gitti. İsmi geçen komşuların her biri hakkında içimi kemiren bir şeyler hissettim. Çünkü hiçbiri göründüğü kadar normal değillerdi anlayacağınız üzere. Genel olarak okurken keyif aldığım, yer yer gerildiğim ve şaşırdığım bir kitap oldu. Suç gizem türünde okuma yapmayı seven okurların bu kitabı da seveceğini düşünüyorum. Tavsiyemdir, kitapla kalın

İyi KomşularM. T. Edvardsson · Martı Yayınları · 0126 okunma

·

22 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İpek Deveci