Derslerine bir avuç entelektüel, biraz da devrimci ruhlu on-on iki kadar genç katılırdı. Neden daha çok olmadığına şaşıyordum; çünkü Schleppfuss'un anlattıkları, daha geniş ölçüde merak uyandırabilecek çekicilikteydi. Bu vesileyle, cazip olabilecek şeylerin bile zeka içerdiklerinde popülerliklerini yitirdikleri örneklenmiş oluyordu.