Okuduğum en keyifli ve samimi serilerden biriydi. Hiç bu kadar romantik, aşk dolu bir seri okumamıştım. Çiftin tüm hayatı -ne yazık ki finale kadar- her şeyiyle bizimleydi, onların beraber büyümesini okumak inanılmaz mutlu etti. Baskete dair detaylar da çok hoştu, daha çok maç olsaydı hiç sıkılmazdım sanırım. Hem spor hem romantik komedi bir arada olunca tadından yenmedi. İki şeyi sevmedim sadece: 1. Sebebini bilemiyorum ama pandemi olabilir gibi geliyor, 22 cilt boyunca her şeyi işleyen ve hiçbir detayı bırakmayan yazar son kitapta yüzeysel bir anlatım tercih etmiş ve sürekli zaman atlaması yaparak final yazmış. Hiç zorlamadan, gerçekten kendi doğal akışıyla yazsaydın 23. ciltte en az 5 cildin olayı vardı ama yazmamış, bu beni çok üzdü. 2. Üçüncü kişilerin çiftin ilişkisine dahil oluş noktaları inanılmaz gereksiz, alakasız ve saçmaydı. Hele ki birinin yıllarca ama yıllarca denemesi ve asla sert bir ret almaması çok sinir bozucuydu. Aksiyon olsun diye katılan detayları asssla sevmedim, sevmeyeceğim. Kitabı uzatmak için bunun yerine elli çeşit şey yazılabilirdi. Bu ikisi dışında harika bir romantik komediydi. Karakterleri de çok sevdim, çizimleri de, kurguyu da. Benim gibi aşka aşık herkese tavsiye ederim.