Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kalbinde, bir türlü anlam veremediği bir can sıkıntısı vardı. Gökte parlak bir gökyüzü, ayaklarının altında bir göl vardı Etrafında güneşli bir ufuk, gözünün görebileceği kadar uzanıyordu. Uzun süre bu manzarayı kederli kederli seyretti. Bu uçsuz bucaksız manevi gökyüzüne kollarını uzatarak ağladığını hatırlıyordu. Bütün bunların ona yabancı olduğunu düşünerek üzüldü. Bu ahenk neydi, küçüklüğünden beri onu çeken fakat bir türlü içine karışmadığı bu şenlik neydi? Her sabah ışıklarını saçan aynı güneş doğuyor; her sabah aynı gökkuşağı şelalenin üzerinden yükseliyor; her akşam uzakta, ufkun ucunda, şu karlı dağın tepesi aynı kızıl renkte gözüküyordu: “Güneşin ışığı altında, etrafımda dolaşan en küçük sineğin bile kâinatın bu uyumunda yeri var ve bunu biliyor; üstelik de mutlu.” Her küçük ot parçası büyüyor ve mutlu! Her varlığın bir yolu var. O da onu biliyor. Gelip giderken mutlu! Yalnız bir şey bilmiyor, bir şey anlamıyor. O her şeye yabancıdır. O dünyadan elini çekmiştir.
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.