Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ben insanlığın, orada yüz kadarı bulunan sille yemiş budalalarından biriydim. Şehrin yoksul mahallesinde bütün bütün gece ırladım. İşte bütün bildiğim bu. Zaten olan da bu. Hiçbir şey yapmadım. Kendi içimde kayboldum. Yoksa kendimin dışında dağılıp da mı kayboldum? Her ikisi de. Benim merkezim orada bir yerdeydi ve her köşeyi dolduruyordu. Ya da ben ayak uçlarımın, ellerimin, yüzümün bittiği yerde başlayan biriydim. Kendimi bir gövdeme iliştiren yalnızca belli belirsiz bir şeydi. Duyumlarım yok olmuşlardı. Gördüklerim ve işittiklerimle benim aramda bir mesafe vardı, belki hissettiklerim de aynı durumdaydı. Bende yaşayan yalnızca kekre bir soluktu. Ağladım. Gözyaşlarım çevremdeki bulunca kalın da duygulu insanın hesabını görmeliydi. Gerçi 'onlar' için ağlıyor değildim. Ağlayan 'ben' de değildim aslında. Bir bent yıkıldı ve ırmak boşalmaya başladı. Bendi yıkan ben değildim, suyu canlandıran da. Ben gözyaşlarının üzerine düştüğü topraktım yalnızca. Benden arta kalan bir parçam gözyaşımı siliyor, bakanlara karşı önlem alıyordu. Benim için de bulunduğum durum buydu, bulanık bir biçimde kavradım ki ötekiler benim gemiden düştüğümün ve kendi makinaları dipsiz ummanda yol almak için ateşlendiğinde benim düştüğüm yerde kalakaldığımın farkında değildiler.
Sayfa 124Kitabı okudu
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.