Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

·
Puan vermedi
Herkesin KENDİLİK bulacağı bir kitap.
Akademik bir kitap gibi düşünmeyin, çok sıradan ve herkesden birşeyler var. Aslında işin kötü tarafı da bu. Herkesten bir şeyler olması. Sonra diyorum bu dünyada nerde dört dörtlük yaşayan hadi göster diyorum kendime. elbette yok ama asla kabul edemeyeceğim ve ölene kadar anlamayan beyinlere dikte edeceğim şey şu; hiçbir çocuk bu dünyayı bilerek gelmiyor ama siz bildiniz. saniyelik zevkler uğrana kimse böyle harap bir düzene gelmemeli. o bilemediği için siz bileceksiniz. evlenirken sevişirken yüz kere değil hep düşüneceksiniz. evlenin ama bencilliğinizden, hasta ruhlarınızdan, cahilliklerinizden, düzensizliklerinizden koruyamayacağınız insanların hayatlarını mahvetmeyin. Bu alanla ilgili eğitim gören biri olarak diyorum ki; tabiki dört dörtlük anne ve babalar olamaz ve olmamalı. Ne demek istediğimi uzun uzun yazıp sıkmak istemem ama
Nihan Kaya
Nihan Kaya
İyi Aile Yoktur
İyi Aile Yoktur
nihan kayanın kitabını okursanız ne demek istediğimi anlatabilirim belki. Ve tabi okudukça konuların başlığının genel ama çözümlerin bize çok da uygun olmadığını hissettim. gerçekten güzel bir kitap benim tatminsizliğim bizden birşeyler olmaması. amerikan kültürünü buram buram alıyorsunuz. kötü anlamda yazmıyorum hatta okurların mücadelesine hayran kaldım. onlarda herhangibir problem olsun bunların grup terapi kültürü var bizde öyle bir şey yok diye biliyorum.varsa da bu kadar yaygın mı onu da bilmiyorum. evet senaryomuz ortak ama gerisinde ipin ucu kaçıyor. bizde herşey kapatılır. kimse hiçbir şey yok gibi davranır. Can dostumun yaşamını örnek vereceğim. İznimi aldım. Türkiyenin neresinde doğduğunun, kaç yaşında olduğunun, babasının ne iş yaptığının, kaç kardeş olduğunun, ekonomik sınıfının ne olduğunun hiç bir önemi yok. o ve küçük kardeşinin olayını bana ilk anlattığında aklım öyle çok başında, şimdiki yırtıcılığım yoktu. O ilk anımı hatırlıyorum dehşet vericiydi. evimizde mutfakta annem patates kızartıyordu ev mis gibi yemek kokuyordu o an. ama ondan sonra nerde bu kokuyu duyumsarsam hemen aklımda bitiyor o gün. Ona hemen inandım, hiç tereddütsüz. Aslında şimdi düşünüyorum korkabilirdim ya da inanmayabilirdim. ben o yaşımda inandım ama bizim 3 katımız olan kimseler inanmadı. O gece gitmesinler diye annesine bizde kalsınlar diye izin istedim ama bu sefer farklıydı daha çok yalvardım ama şerefsiz babası kapı aralığından ikisi olmaz öyle, biriniz kalsın evde dedi. aklımda izin verir bu gece bizde kalırlar diye düşündüm ama diğer günleri hesap etmedim. izin çıkmayınca canım dostum büyük bir yenilgiyle yarın sabah geliriz dedi çünkü kardeşini asla yanlız bırakamazdı ama üzüntüm öfkeye dönmüş annesi ise "yarın gelecek yine oyanrsınız " dedi ama ben ısrar ettim. annem sesleri duyup karşı daireden çıkıp bana baktı ve ben o an sustum. maalesef. annem pis döverdi öyle böyle değil ha, babamda döverdi ama babam duracağı yeri çok iyi bilirdi. profesyoneldi yani ama annemin Allahı yoktu sanki. bazen öyle döverdi ki sanki ben dövülmüyormuş gibi 3. göz olurdum kendime acırdım. ulan okudukça annemin kaç yıl yatarı vardı kanunda diye düşünüyorum. o zamanlar çok nomal gelirdi ta ki üniversiteye kadar. içeri girer girmez başladı dövmeye, başladı Kant'ın ahlak senfonisine ordan Kolhberg derken şaka şaka başladı onu nasıl rezil ederime. Ulan sanki ne yaptım, her zaman yaptığım gibi bizde kalsınlar diye izin istedimama bu sefer sesli oldu. annem herşeye rezil olabilecek bir kadındı. benim her hareketim ya da varlığım onu rezil ediyordu ben bunu öğrendim. düdüklünün sesiyle dövmeyi yarım bırakıp küfür ede ede mutfağa girdi. sonra hazırladığı yemeğe zorla oturttu ve yedirtti. demezdi ulan o kadar dövdük ne yemesi. yok öyle o kadar yapılmışsa ölüm döşeğinde de olsan o yemek yenilecek. galiba fantezisiydi ya da başka birşey bilmiyorum. Ama o gün bir şey oldu bende şimdi yazamıyorum ama beynimde bir şeyler yırtılmaya başladı. hani tohumun çekirdeğe dönüşmesi için o ilk tabakanın yırtılması gibiydi. ilk farkındalıktı galiba bilmiyorum. canım dostum o acıların izlerini her zerresinde yaşıyor ve taşıyor. bende hiçbir şey yapamadım. evet küçüktüm kavga dayak hakaret bende işlemiyordu ama farklı korkumuz vardı. ÖLÜM. eğer biri duyarsa annesi ölürdü. bende ise babam beni öldürürdü. Ne acayip babamın beni öldüreceğini çok normalmiş gibi inanmam. Yapardı da eminim. sonrası daha acı, sustuk. ölmekten korktuk. büyüdükçe yine sustuk. Okula yeni atanmış bir ingilizce öğretmeni vardı. böyle baktıkça hayran bıraktıran birisi. güzeldi ama hayranlığımız tam bir cumhuriyet kadını olmasıydı. çok sonradan bu betimlemeyle tasvir ettik onu. bilmiyorduk ki cumhuriyet kadını ne, kadın ne, insan ne bilmiyorduk. ben ondan biraz daha cesurdum bu teklifi ona yaptığımda. kabul etmedi korktu izin vermedi. ama hocanın hal ve hareketerinden anlamasını çok istedim. o yüzden çevrenizden soyutlamayın kendinizi, öğrencilerinize dört elle sarılın gözlemleyin. sara nöbeti geçirirdi okulda bazen. bir kaç kez götürdüler ama sonra bir tane şeyhe okumaya götürmeye karar verdiler. ona da benim halam aracı oldu. adam çok iyi ne varsa görüp söylüyor. eğer bir şey varsa kağıt yazıyor yakman için. ya da su veriyor dedi. içimden dedim kesin kurtulacak. adam herşeyi görüyorsa bunu da görüp söyleyecek dedim. bu sevinci yazacak kelime yok. dönüşlerini bekledim ve duyduklarımla yine acı bir kırılma yaşadım. kıza aşık cin musallat olmuş. kağıt ve su verip göndermiş. tabi güzel bir cukkayla. ilk inancım orda kırılmadı ama bu kırılmalarda çok şey öğrendim.(k) çok yazdım zaten okunması içinde yazmıyorum. burayı kendime bir sanal anı, paylaşım yeri olarak kullanıyorum. arada girip çıkarım. Böyle bir şey yaşandığı için yazdım. Duyarlı ve özenli olalım herkese.Bilinçli olun lütfen. Sevecekseniz doğurun çocukları. Onunla gelişip değişecekseniz doğurun. Siz insan doğrup yetiştireceksiniz. Külfeti ağır ve zor. Tıkanıyorum yazarken parmaklarım taş oluyor. yazıp yazıp sildim çoğunu. Acı acıyı çeker çok doğru. hep böyle yaraları olan insanlarla arkadaş oldum. Merhem olmaya çalışıyoruz kendimize.Onlar sana anlatmaz sen anlarsın. her bir davranıştan çeker çıkartırsın acılarını. Yok ya da az diye düşünmeyin. yanınızdaki sıra arkadaşınız, erkek arkadaşınız, patronunuz, esnaf, terzi, şöfor yani herkes mağdur olabilir. Bilmiyoruz çünkü herkes bu yaşanan zalimliği hayatının dibine yaşanmamış gibi atıveriyor. umarım diye başlamayacağım çünkü hiç umudum yok insanlığa. Şuana gelirsek hiçbir şey söylenmedi konuşulmadı. adalet yerini hiçbir zaman bulmadı. bazen ona ulaşamadığımda çok korkuyorum. o ilk zamanlarda bana kabullendiğini ve kendini öldüremeyeceğini söyledi. Çok korkuyordu ölümden çünkü. hala da korkuyor. ben de korkuyorum, ya bir gün o ölümden korkmazsa diye.
Zor Bir Ailede Büyümek
Zor Bir Ailede BüyümekCraig Buck · İletişim Yayınevi · 20181,946 okunma
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.