Sadece kendi zamanımızda yaşamıyoruz. Tarihimizi de taşıyoruz yanımızda. Unutma ki burada gördüğün her şey bir zamanlar yepyeniydi. 16. yüzyıldan kalma şu küçük tahta bebek belki de bir kıza beşinci yaşgününde hediye edilmişti. Büyükbabası tarafından mesela... Sonra on yaşlarına geldi bu kız Sofie. Sonra yetişkin bir kadın oldu, evlendi. Belki bir kızı oldu ve o çocuk da aynı tahta bebekle oynadı. Kadın giderek yaşlandı ve günün birinde hayata veda etti. Belki uzun sürmüştü yaşamı, ama artık yoktu işte. Bir daha da hiç geri gelmedi. Aslında dünyaya oldukça kısa bir ziyarette bulunmuştu. Ama bebeği -bak, o hâlâ rafta oturuyor.