Kemalistler, başlangıçta halkı kendilerine çekebilmek ve uygun ortamı kollamak amacıyla, şeriat hükümlerini uygulayacakları sözünü vermişlerdir. Şartlar kendi lehlerine oluştuğu ve ülke idaresine tamamen hakim olmaya başladıkları zaman, gerçek yüzlerini göstermişlerdir. Her fırsatta dine darbe vurmaktan çekinmemişlerdir. Şeyh Muhammed el-Gazâlî, Zalam fil-Garb isimli kitabında şöyle diyor: "İşgalcileri denize döken Türk ordusunun saflarındaki ve vicdanlarındaki yegâne unsur İslâm'dı. Mustafa Kemal'i, mücahid saflarını düzenlemesi ve organize etmesi amacıyla bizzat padişah göndermişti. Müslümanlar, Türklerin bu kurtuluş mücadelesini tüm güçleriyle desteklemişler, maddî-manevi yardımlarını esirgememişlerdi.
Örneğin, Mısır'da halk sokaklara dökülüyor, yer gök şu nidalarla inliyordu:
Ey Mısır, hilali korumak için kalk
Gazi Mustafa Kemal'in çağrısına koş!
Ama ne zaman ki mücadele başarıya ulaştı, Gazi gerçek yüzünü göstermeye başladı."