Gönderi

Hatay/İskenderun & Deniz Er Eğitim Alayı
Birliğe teslim olurken hava yarın ne olacağıyla ilgili herhangi bir ipucu vermiyordu. Gayet tabi ve rutin kontrollerden geçtikten sonra odalarımıza geçtik. 10 dakika sonra hemen bir muhabbet hasıl oldu herkes kendisinden hayatından mesleğinden bahsediyor. Enes, Orhan, Hamit, Yavuz daha birçok kişi. Bambaşka kişiler birbirimizle alakamız yok ama gece birbirimizi merak ediyormuşçasına uzunca konuştuk. Enes Trt çalışıyor Orhan müfettiş ben öğretmen akademisyen nakliyeci att ci e-ticaret uzmanı vs. Sanki yarın olmayacakmış gibi her şeyini döküyor herkes. Orhan baya teftişlerinde karşılaştığı usulsüzlüklerinden bahsetmeye başladı. Neyse yarın hiç alışık olmadığımız şeyler olacak komutanlar emir komuta zincir derken uyumaya karar verdik. Herkes yarını heyecanla bekler bir vaziyette uykuya daldı evinden ailesinden çok uzakta... Gece bir anda büyük gürültü koptu inanılmaz sarsıntı ne olduğunu anlamadan can havliyle çıkmaya çalışan binlerce insan bir anda beliren patlama ışığı gibi bir ışık huzmesi. Kimi koşarak kimi yuvarlanarak kimi de benim gibi düşe kalka indi aşağıya. Yerküre adım attığından yürüyor olmanın verdiği güveni hissettirir her adımında. Ama o zaman o anda, Dünya ayaklarının altından kayıyor, güven hissetmek istediğin yaşadığın o soğuğu kesen dışarıdaki tehlikelerle arana set çeken duvarlar mezar taşın oluyor. 50 cm'e yakın su birikintisinin içinde fırtınanın ortasında ince pijamalarla kendimizi bulduk yaşıyorduk ama eğer bu rüya değilse bu gece çok can gitti çok yuva dağıldı çok hayal yarım kaldı tamamlanmamış onlarca hikaye... Etraftan çığlık sesleri ve siren sesleri geliyor kendimizi unuttuk, biz hayattayız ama etrafımız kazılmamış mezarlara döndü. Şuan yaşıyorum hissiyle çevrede yıkımın büyüklüğünü anlayıp yüzbinlerce hikaye için bir şey yapamıyor olmanın çatışkısı. Hapis kaldık, çıkamıyoruz yardım edemiyoruz ama bügünden sonra çıksakta hapisteyiz zaten. Allah'ım sen rahmet eyle.
·
124 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.