Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Erzurum'da, o civarda yetişmiş veya başka yerlerden gelmiş, şeyhlik iddiasında bulunan bazı kimseler vardı. Bunlar konuş mayı iyi beceriyorlar, sadedil kimselerin gönlünü fethetmeyi bi tiyorlar, sohbetleriyle hayli dervişan topluyorlardı. Bunlar hakkında Müftü Efendi'ye sorardım. Şöyle derdi: "Oğlum beni günaha sokma. Bunlar şeyhül evraddır. Şeyhül evrad ayrı, şeyhül irşad ayrıdır. Bunlar evrad verirler, zikir verirler. Şu kadar salâvat oku, şu kadar Allah de, derler. "Şeyhin müridini irşad etmesi lâzımdır. Şeyh, müritlerinin meselelerini halledecektir. En girdaplı, en tehlikeli, en mahrem, en ciddi suallerine cevap verecektir. Müridini oraya buraya gitmeye muhtaç bırakmayacaktır. Şeyh, müridinin hem müfüsü hem mürşidi, hem de ihtiyacı hâlinde sığınacağı penahı olmalıdır. "Oğlum, bunlar her namazda, günde kırk defa okuduğu Fatiha'yı tefsir edemez. Acz içindeler. Fatiha hakkında sohbet yapmaktan âciz olan kimse ömür boyu konuşsa ne çıkar? "Milletimiz maalesef menakıb aşığı oldu. Ayet-i kerime, hadis-i şerif okusan, manalarını versen, uyurlar... Fakat bir menkıbe, uçmuş kaçmış hâdiseden anlat, herkesin gözü açılır; menakıbcı şeyhi nereye oturtacağını bilemez... Müslümanlar için en tehlikeli hâl, bir ferdin câhil, şeriatsiz bir kimseye teslim olmasıdır. Zira derviş şeyhe ruhunu teslim eder. Onun haram dediğine haram, helâl dediğine helâl der. Dediğini yapar. Çünkü ruhunu veriyor. Binaenaleyh, hayırsa hayra götürüyor; şerse şerre götürüyor, Allah muhafaza etsin..."
Sayfa 162Kitabı okudu
·
176 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.