Kemalistlerin yaptıklarını din ile bağdaştırmaya, din usûlüne uydurtmaya uğraşıyorlar; olmuyor. Bu kez, dini Mustafa Kemal'e uydurmaya çabalıyorlar.
Aksi halde din, meşhur Ezher âlimlerinden Şeyh Yusuf ed-Decevi'nin dediği gibi olurdu:
"Ya din ve vatan için, ila'y-ı kelimetullah için savaşan mücahidlerin düşmanlarının, hırsız ve hainlerin karşısına dikilir, büyüklerimizin yolundan gider, yeryüzünün en ileri ve müreffeh toplumu oluruz; ya da bizi gerileten bu dini, hayatımızdan çıkarırız."
Şeyhin ila'y-ı kelimetullah için savaşan mücahidlerden maksadı, Mustafa Kemal ve arkadaşlarıdır. Hırsız, hain ve mücahid düşmanları olarak nitelediği kimseler ise, Sultan Vahdeddin ve biziz. Bu adamın sözlerinden şöyle bir anlam çıkıyor: Bu din ya bize Mustafa Kemal'e saygı ve sevgiyi, muhaliflerine de kin ve öfkeyi emreder; ya da biz bu dini hayatımızdan sileriz.
Anlaşılan adamın Mustafa Kemal'in mücahidliğine, takva ve dürüstlüğüne, bizim de hainliğimize olan inancı, dinine olan inancından daha fazladır.