Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Şamil, çocukları severdi. Her gün esirlerin çocukları İmam'ın odasına getiriliyordu. Burada çocuklarla oynayan Şamil, onları serbest bırakıyordu. Ne kadar meşgul olursa olsun, savaşlar nasıl giderse gitsin, hasta dahi olsa, çocuklara her zaman vakit ayırıyordu. Çocuklarla iyi anlaşıyordu. Şamil'in sırtına çıkan çocuklar, kahkahalar atıyordu. Sesleri duyan prensesler, çocukları için endişeleniyordu. Fakat her zaman neşeli ve heyecanlı bir şekilde geri dönen çocuklar, Şamil'in ikram ettiği meyve ve şekerleri getiriyordu. Şamil, Aleksandr bebeğin sağlığına özel ilgi gösteriyordu. Uzak illerden en meşhur hekimleri getirtti; ama nafile. Ender bulunan şifalı otlardan toplattı, bebeği her hastalığı iyileştirdiğine inanılan taze kesilmiş koyun derisine sardırdı; ama nafile. Aleksandr, bir türlü iyileşmiyordu. İmam'ın dizlerinde yatan bebek, durmadan ağlıyordu. Şamil gerçekten hasta çocuk için mi endişeleniyordu yoksa Prenses Anna'nın çocuğu 460 gibi değerli bir rehineyi kaybetmek mi istemiyordu, bilmiyoruz. Esirlerin birlikte uyuduğu tıka basa odanın havasız ve sıcak ortamı, bebeğin daha da zayıf düşmesine neden oluyordu. Sonunda Prenses Anna, Aleksandr'ın bir dadının nezaretinde balkonun altında açık havada uyuması için Şamil' den izin aldı. Bundan sonra bebek, yavaş yavaş iyileşmeye başladı.
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.