Çatışmaları iki kez durduran Baryatinski, elçiler gönderip Şamil'in teslim olmasını istedi. Şamil, iki elçiyi de öfkeyle reddetti. Bu defa Baryatinski, Şamil'e bir ültimatom gönderdi. Koşulsuz teslim olmayı kabul etmediği takdirde bütün avulun topa tutulacağını ve içerdeki tek bir kişinin dahi sağ bırakılmayacağını söyledi. Şamil, ilk defa tereddüt etti. Yanında sadece oğulları ve Müritler olsaydı, şüphesiz oracıkta ölmeyi tercih ederdi. Fakat etrafı eşleri ve çocuklarıyla, sadık taraftarlarının aileleriyle doluydu. Ahulgo hariç o güne kadar hiç ailesinin güvenliğini düşünmek zorunda kalmamıştı. (Fatma'nın Dargiye'de ölüm döşeğinde olduğu günü saymazsak) daha önce hiçbir savaşta duygularını hesaba katmamıştı.