Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Nevâî büyüklüğü diye bir şey var
Nevaî'nin Mecalisü'n-Nefais adlı küçük, fakat çağıran edebi ve kültür hayatını açıklamakta çok önemli bir yeri olan eserine bakılacak olursa, Nevai tarafından bilinen ve tanınan üç yüzü aşkın Türk şairinin yüzde doksam Farsça yazmayı tercih etmiştir. Ali Şir Nevai'yi yıldıran ve sıkan bu gerçek, nihayet şairi, hayatının sonuna doğru Türkleri ikaza mecbur etmiş ve o da hiçbir şeyden çekinmeden Muhakemetü'l-Lugateyn adlı eserini yazmaya mecbur olmuştur. Sahası olmadan, Türk dilinin Fars dili üzerindeki üstünlüğünü ispata kalkışan Ali Şir Nevai, açık söylemek gerekirse bu hususta oldukça zayıf kalmıştır. Dillerin bir diğerine karşı üstünlüğü meselesi, umumiyetle ne münakaşa ne de iddia edilir. O, bu eserivle yalnız ikaza çalışmış ve kendi mensubu bulunduğu Türk muhitini, Farsçayla beraber Türkçede de yazmaya davet etmiştir. Fanatik bir dilci ve şair değildi. Kendisi Arap ve Fars dillerini kendi anadili kadar bilir ve yazardı. Lakin öz dili varken yabancı Fars dilinin esaretine ve taklidine tahammülü yoktu. Çevresi ve köyleri kamilen [tamamen] Türklerle meskûn olduğu halde, şehirlerin aristokrasi sınıfının Fars dilinin üstünlüğünü sağlaması, elbette Türkçü bir düşünür için tahammül edilmez bir meseleydi.
Sayfa 570Kitabı okudu
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.