Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Feral Yetişkinler
Ukraynalı Oxana Malaya 3 yaşındayken bir gece alkolik ebeveynleri tarafından dışarıda bırakılır ve kaybolur. Aradan 5 yıl geçtikten sonra 8 yaşındayken bir köpek kulübesinde melez köpeklerle birlikte bulunur. Bulunduğu sırada bir insandan ziyade bir köpek gibi davranmaktadır. Sadece "evet", "hayır" diyebilmekte, onun dışında dört ayak üzerinde ve dili dışarıda dolaşmakta ve dişlerini göstermektedir. Hindistanlı Shamdeo, 1972 yılında 4 yaşlarında bir çocukken, kurt yavruları ile oynarken keşfedilir. Derisi çok kara, dişleri sivrilmiş, tırnakları uzun ve çengelleşmiş, ayakları, avuç içleri, diz ve dirsekleri nasırlaşmış, saçları ise keçeleşmiş bir hâlde bulunur. Tavuk avlamaya ve ve onları çiğ yemeye düşkündür. Kana karşı özel bir hassasiyeti vardır. Bütün uğraşlara karşın konuşmayı öğrenemez. Rusyalı Prava annesi ile küçük, iki yatak odalı bir evde yaşar. Küçük çocuğun yaşadığı odada birçok kuş, kafesler ve kuş pislikleri ve yemlerinden başka bir şey yoktur. Annesi sanki kendi çocuğunu da evcil bir hayvan gibi görmektedir. Anne, oğluna asla fiziksel bir zarar vermemiş, onu terk etmemiş, gıdasız bırakmamış ancak başka hiçbir iletişim de kurmamıştır. Prava bu nedenle konuşmayı öğrenemez ancak kuşlar gibi şakır ve ellerini ve kollarını da kanat çırpar. Kolombiyalı Marina, 1954 yılında 5 yaşındayken kaçırılır ve daha sonra kendisini kaçıranlar tarafından ormana bırakılır, 5 yıl boyunca kapuçin türü bir maymun ailesi ile birlikte yaşar. Onlar gibi dört ayak üzerinde hareket eder. Ağaç kovuklarında uyur. Ağaçlara tırmanmayı öğrenir, diğer maymunlarla beraber muz ve çilek ile beslenir. Marina 5 yıllık maymun hayatının ardından avcılar tarafından bulunur. Kurtarıldığında tamamen konuşmayı unutmuştur. Ugandalı John, 1988 yılında 3 yaşındayken babasının annesini öldürdüğünü görmesi üzerine evden ormana kaçar. 1991 yılında altı yaşındayken bulunduğunda maymunlarla beraberdir. Saçları neredeyse bütün vücudunu kapatacak biçimde uzamıştır. Fındık, patates ve bazı bitkilerin yaprak ve kökleri ile beslenmiştir. Dizlerinde nasırlar vardır; bağırsaklarında yarım metrelik kurtlar bulunur. Feral -yani vahşi- çocuklar deyimi diğer insanlardan izole edilmiş, vahşi hayvanlar ile büyümüş ya da vahşi doğada tek başına büyümüş çocukları anlatır. Bu çocukların ortak özelliği biyolojik olarak tam anlamıyla insan kimliğine sahip olmaları ancak sonrasında bu kimliği koruyamayarak başka türlü bir evrim geçirmiş olmalarıdır. Feral çocuklara dair bence en şaşırtıcı olan taraf, bulunduklarında zekâ ve öğrenme becerileri açısından hayvanlarla aynı düzeyde olmalarıdır. Kaybolmadan önce konuşabilenler hariç, bu çocuklara konuşmayı ve hatta yürümeyi öğretmek mümkün olmamaktadır. Bu katı gerçek aklımda deli sorular döndürür: İnsana has davranışlar sergilemek için biyolojik evrimin en karmaşık yapısı olan insan beyniyle doğmuş olmak yeterli midir? İnsan gibi davranmak için göğüs kafesimizde bir kalp olması yeterli midir? Bir süredir tıpkı feral çocuklar gibi feral yetişkinler de olduğunu düşünüyorum. Biyolojik olarak insan kimliğine sahip olsalar da bu kimliği koruyamayarak başka türlü bir evrim geçiren yetişkinler. Hiçbir bebek nankör, kibirli, tembel, yalancı, riyakar, hırsız ya da katil olarak gelmez dünyaya. Bebeklikten çocukluğa ve oradan yetişkinliğe geçişteki yolculuk şekil verir iyi insan olma tercihine. Evet, iyi insan olmak bir tercihtir. Viktor Frankl'a göre insanın İçinde İyilik de kötülük de potansiyel olarak vardır ve hangisinin gerçekleşeceği koşullara değil, kararlara bağlıdır. Feral yetişkinler vahşidirler; en yabanıl hayvandan daha tehlikelidirler. Ortalama bin üçyüz gramlık bir beyinleri ve iki yüzelli gramlık bir kalpleri oluşu insana yakışır davranışlarla yaşamaları için yeterli değildir. Feral yetişkinler bir başkasını sevemezler; ama pornografi severler, en çok da duygu pornografisini. Feral yetişkinlerden zarafet, letafet, hakkaniyet beklemek safdillik olur. Ruhlarından İfrazat fışkırır. Vahşiliğin şanındandır; kırarlar, dökerler, tarumar ederler. Çalarlar, çırparlar, yerle bir ederler. Yine de hep mağdurdur feral yetişkinler. Dostoyevski günlüklerinde, Sibirya'daki onlarca katil, tecavüzcü ve soyguncudan bir tanesinin bile hata yaptığını kabul ettiğini görmediğini söyler. Feral yetişkinler, sonuna dek inkâr ederler. İyilik bir eylemlilik halidir; bir aktif öğrenme halidir; bir seçiştir. İyilik emek ister. Yaban otlardan arının bu güz; iyiliğin sarmaşıkları sarsın duvarlarınızı.
Sayfa 39 - EVRİM KURANKitabı okudu
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.