“Hiçbir şey izlemiyor beni, bu bir zırva,” dedi nefes nefese. Omuzunun üstünden bir göz
atmaya cesaret etti ve Sallabaş Adası’nın geride kaldığını görmekle mutlu oldu. Yeter
derecede çabuk değildi yine de. Suyun yanında yatan kafaya, vızıldayan siyah bir kolyesi olan
kahverengi nesneye, son bir kez daha göz attı. “Bu bir zırva değil mi, Tom?” Ama Tom yanıt
vermedi. Tom yanıt veremezdi. Tom herhalde şimdi Fenway Park’ta, takım arkadaşlarıyla
şakalaşıyor ve parlak beyaz üniformasını giyiyordu. Onunla bataklıkta –bu uçsuz bucaksız
bataklıkta– yürüyen Tom Gordon sadece yalnızlık için bir kocakarı ilacıydı. Tek başınaydı.
Ama yalnız değilsin tatlım. Sen asla yalnız değilsin.