Kendini yenileyen, kendine sahip çıkan bir yalnızlıkla dönmüştü, yedeğinde insan gerçeğinden binlerce altın anahtarla. Yolculuk öncesi söndürdüğü bütün ışıkları yaktı yeniden. “İnsanın düşleri nasıl kendi gerçeğinden doğuyorsa kendi gerçeğinde gerçekleşmeli” diyordu, soru soran bir bunalmışa. Gözleri, binlerce görüntüden menevişler almış bir zenginlikti.