Saatleri Ayarlama Enstitüsü sürekli ismini duyduğumuz bir romandır. Kimimiz okulumuzdaki edebiyat derslerimizden, kimimiz etrafımızdan, bir çocuğumuz da sosyal medyadan gördüğümüz bir kitap. Bu romanı okuyan çoğu kişinin söylediği ortak bir nokta var, o cümle de “Okuyorum fakat hiç bir şey anlamadım ve yarım bıraktım.”
Saatleri Ayarlama Enstitüsü yarım bırakılan en çok kitaplardan bir tanesidir. Biraz da romanın içeriğinden bahsedelim;
Saatleri Ayarlama Enstitüsü tam bir dolandırıcılık hikayesidir. Hikayeminiz ana kahramanı olan ve yaşadıklarını birincil ağızdan anlatan Hayri İrdal adeta, Türk Edebiyat tarihine izini bırakmıştır.
Hayri İrdal karakter olarak; sessiz, sakin, kendi haline bir insandır. Doğuşundan
Saatleri Ayarlama Enstitüsü kurana kadar ve kurduktan sonrası yaşadıklarını anlatır.Otobiyografi olarak yazılan bu roman mizahi bir yönüde vardır.
Hayri İrdal ile Halit Ayarcı birlikte
Saatleri Ayarlama Enstitüsü açarlar. Bu iş yerinin neden açıldığını, tam olarak ne iş yaptığını okuyucu bir türlü anlayamaz. Enstitü içerisine aldıkları çalışanlar hep akrabalarıdır. Osmanlı’nın son zamanlarına ve Türkiye’nin torpil sorununa gönderme yapılmıştır.
Kısacası
Saatleri Ayarlama Enstitüsü , Türkiye'nin modernizme geçiş sürecinin ve bu süreçte yaşanan toplumsal sorunların anlatıldığı bir eserdir. Romanda iki uygarlık arasında bocalayan toplumun hatalı tutumları ve davranışları alaycı bir şekilde eleştirilmektedir.
Roman dil açısından ağırdır fakat akıcı bir şekilde ilerler. Romanı anlayabilmek için sakin bir kafayla ve olayları anlayarak ilerlemeye çalışmanız gerekiyor.